İnsan Korktuğuyla Değil Güvendiğiyle Dost Olur (336)
Bir insan güvendiği kişiyi sever. Korktuğu kişiyle dost olması veya onu
sevebilmesi neredeyse imkânsızdır. Zira korku düşmanlığı, sevgi ise dostluğu
ortaya çıkarır. Bu bakımdan korkan birisine sevgiyle yaklaşmak ve onunla
iletişime geçmek her iki tarafa da fayda sağlar. Zira böyle bir tavır korkan
kişinin güven duygusunu artırabilir.
Eğer korkunun içine öfke girmişse kişi saldırgan olabilir. Korkunun içine
üzüntü girmişse kişi korktuğu şeyden veya insandan uzaklaşır.
Umut, güven ve üzüntü gibi duygularını harmanlamayı başaran bir kişi
karşı tarafa şefkat besleyebilir. Bu ise dostluğu artırıcı bir etkiye sahiptir.
Nefret ise “korku, üzüntü, öfke ve tiksinti” karışımı bir histir. Dolayısıyla
pek çok olumsuz duygunun kaynağı olan korku kontrol edilmelidir.
Bir misalle ne demek istediğimizi anlatmaya çalışalım. Örneğin gayr-i
müslimler eğer müslümanlara güvenmezlerse onlardan korkarlar; korkarlarsa
sevmezler ve nefret ederler. Sonra da onları tehdit olarak algılar ve düşmanlık
ederler. Dolayısıyla mü’min, güven veren ve kendisine güven duyulan insan olmak
zorundadır.
Bu bakımdan müslümanların emin ve güvenilir kimseler olmaları, başta
kendileri olmak üzere diğer insanlara da fayda sağlar. Kaldı ki güvenilmeyen
insan olmak İslam’ı yanlış tanıtmaya ve insanları İslam’dan soğutmaya neden
olabilir ki bu da büyük bir vebaldir.
Sonuç olarak, hak din İslam’ı en güzel şekilde tebliğ ve temsil etmek
isteyenlerin dönüp kendilerine bakmaları, korkunç, itici ve tiksindirici
şeylerle insanları kendilerinden uzaklaştırmamaları ve dinlerini doğru
tanıtmaları gerekir. Aksi halde büyük bir veballe karşı karşıya kalmaları
kaçınılmazdır. Zira her gün bombaların patladığı, yüzlerce kişinin hayatını
kaybettiği, binlercesinin sakat kaldığı, mezhep savaşlarının yaşandığı, kan, gözyaşı
ve acıların bir türlü dinmediği, fakirliğin, sefaletin ve tembelliğin kol
gezdiği, korkuların yaşandığı, tefrikanın zirve yaptığı, hoşgörünün unutulduğu,
kardeşlik bağlarının koptuğu bir İslam âleminin tüm dünyaya model olabilmesi
neredeyse imkânsızdır. (26.06.2015)
Yorumlar
Yorum Gönder