Şimdi de Boko Haram Öyle mi? (281)
Daha önce “el-Kaide”yi bahane ederek Afganistan ve Irak gibi müslümanların
yaşadığı ülkelerini işgal eden, milyonlarca insanı hunharca öldüren,
beldelerini tarumar eden ve kaynaklarını sömüren Batılı ülkeler, şimdi de
dünyada korku estirerek kendi kurdurup besledikleri ne idüğü belirsiz
adamlardan oluşan “Boko Haram” adlı terör örgütünü kullanmakta, hıristiyan ve müslümanların
yaşadığı Nijerya’yı dizayn etmeyi planlamaktadır.
Adını “Batı eğitimi haramdır”
anlamına gelen “Boko Haram” sözcüğünden alan bu örgütü kuranların asıl amacı, onların yaptıkları kanlı
eylemleri bahane ederek dünya kamuoyunu istedikleri şekilde yönlendirmek, sonra
da zengin petrol ve uranyum yataklarına sahip Nijerya’nın ekonomik kaynaklarını
sömürmektir. Açgözlü bu sırtlanlar/çakallar avlarına gözlerini dikmiş sinsice
beklemekte ve yıllardır üzerinde çalıştıkları planlarını devreye sokmaktadır.
Bu hainler, uzun vadeli planlarının sonucu olarak kurdurdukları Selefî/Vehhâbî/Hâricî
zihniyetindeki bu terör örgütünü bahane ederek bölgeyi işgal planları yapmakta
ve yine bir taşla birkaç kuş vurmayı hedeflemektedir. Şurası bir gerçek ki bu
alçaklar, hem bu ülkenin kaynaklarını sömürecek hem bölgeye iyice yerleşecek
hem de İslâm’ı tüm dünya nezdinde iyice itibarsızlaştıracaklar.
Bu Batılı sömürgeci güçler, bölgede iyice hâkimiyet kuracak ve Nijerya
halkına; “Sizi bu terör tehlikesinden biz kurtardık” deyip Nijerya’nın
petrol ve uranyum gelirlerinin % 80’ninden fazlasının üzerine konacaklar.
Medyaları vasıtasıyla halkı ikna edecek, kukla bir yönetimi iş başına getirip
onlara kendi belirledikleri şartlarda anlaşma imzalatacaklar. Savaş tazminatı
adıyla veya terör örgütünü tasfiye ettikleri gerekçesiyle veyahut yaptıkları “çok
büyük hizmete (!)” bedel olarak 70 veya 100 yıl süreyle, ülkenin petrol ve
uranyum gelirlerinin % 80’nine çökecekler. Böylece bu sömürgeci güçler, bahse
konu kukla yönetimler eliyle adı geçen
ülkeyi de haraca bağlayacak, yeraltı kaynaklarını sömürmeye devam edecekler.
Zavallı halk ise avucunu yalayacak ve fakirlik altında inim inim inlemeye devam
edecektir.
(Kanaatimizce petrol zengini körfez ülkelerinin “satılmış hanedanlarının”
yaptığı gibi bu adamlar da eğer iyi pazarlık yapabilirlerse bu sömürgeci
güçleri petrol gelirlerinin % 70’ine veya daha azına razı edebilirler (!!!). Ama ne olursa olsun sonuçta sömürülecek olan
zavallı halk olacak, bu hanedanlar/kukla yönetimler elde ettikleri o
kısmî gelirlerle keyif çatmaya devam edecek, diğer taraftan da sanki büyük bir
iş yapmış gibi, sahte/satılmış medya organları eliyle; “Ülkeyi bu terör belâsından biz kurtardık” diye caka satacaklar. Kısaca bizim bunları yazmamızdaki temel
amacımız, okuyuculara bir mesaj vermek ve dünyada işlerin yıllardır böyle olduğunu/döndüğünü
göstermektir. Yoksa bunları söylememiz, yapılanları onayladığımız/kabul ettiğimiz
anlamına kesinlikle ama kesinlikle gelmemektedir.)
Öte yandan tüm bunlar yaşanırken hem Nijerya’da hem bölgede hem de
dünyanın başka yerlerindeki bazı aklı kıt/sahte/satılmış din adamları veya sûfî
kılıklı zır cahiller de utanmadan kalkıp; “Ne yapalım takdir-i ilahi buymuş! Kaderimizde bunlar varmış!”
deyip kendilerini ve halklarını
teselli edecek ve zalim kukla yönetimlerin yaptıkları ihaneti meşrulaştıracak,
sömürülmenin bir “kader” olduğuna halklarını/kavimlerini
inandıracaklardır. Utanmadan Yüce
Allah’a iftira atmayı sürdürecek ve böylece sömürgeci güçlerin planlarını
zımnen onaylayacaklardır. Bu zavallı dinden geçinen aklı kıt aptal adamlar,
halkın mücadele azmini iyice köreltecek, sahte kurtarıcılarla ve mehdilerle
avutup oyalayacak ve onları iyice pasif/edilgen hale sokacaklardır. Özne olması
gereken İslam toplumunu nesneleştireceklerdir.
Bu yazdıklarımızın hiçbirisi komplo teorisi değil geçmişte yaşanmış
hadiselere yapılan analiz ve sağlıklı tefekkür sonucu ortaya çıkan
değerlendirmelerdir. Zira bu emperyal güçler, bunu geçmişte hep yapmışlardır ve
bugün de çıkarları gereği yapmalarından daha doğal bir şey yoktur. Sorun, yine
bu oyunlara gelen saf ve cahil müslümanlardadır. Haklı ve yerinde uyarılara
kulak tıkayan aklı kıt, basiretsiz ve ferasetsiz din adamlarındadır. Kendi
içlerinde Batılılarla iş tutan “satın alınmış hain siyasilere” güvenmeleri ve
peşlerinden gitmelerindedir.
Oysa kâmil müslüman, bir delikten iki defa ısırılmaz ve aynı oyuna
gelmez.[1] Bu
terör örgütlerinin yaptığı her türlü eylemden İslam ve müslümanlar zarar
görüyorken hâlâ bu örgütleri savunmaya kalkışmaz. Çünkü bu örgüt, İslâm adına cihad etmiyor, İslâm’a karşı savaş açan
hainlerin ekmeğine yağ sürüyor ve alenen onlara hizmet ediyor. Hâlâ bu
gerçeği anlamayarak bu sefih adamlara sahip çıkmak ahmaklıktan başka bir şey değildir.
Sonuç olarak, İslâm’ın bu şekilde kötü tanıtılmasına neden olan,
inkârcılara uşaklık eden, kime hizmet ettiklerini bir türlü anlamayan,
ülkelerinin sömürülmesinde maşa olarak kullanıldıklarını dahi fark edemeyen,
geçmişten ders almayan, oturup sağlıklı tefekkürün hakkını vermeyen bu terör
örgütü mensupları artık hatalarından vazgeçmek zorundadırlar. Aksi halde
İslâm’a ve müslümanlara verdikleri zararın tabiî bir sonucu olarak cennetin
yüzünü görmeleri asla ve kat’a söz konusu olamayacaktır. Hz. Peygamber, bunlara
asla “Ümmetim!” diye sahip
çıkmayacaktır. Zira Kur’ân ve sahih sünnet, bu gerçeği şimdiden haber
vermektedir. Bu nedenledir ki, hiçbir kimsenin son din İslâm’ı bu şekilde kötü tanıtmaya
ve süfehâyı bilinçsizce savunmaya hakkı ve yetkisi yoktur. (23.05.2014)
Yorumlar
Yorum Gönder