Gelişme ve Kalkınmanın Sırları (193)
Günümüz dünyasında ekonomik yönden gelişmiş ülkelere bakıldığında
buralarda yaşayan insanların çoğunluğunun bir takım özelliklere sahip olduğu
görülür. Bu özellikler sıralandığında aynı ekonomik gelişmişlik düzeyini bizim
de yakalayabilmemiz için halletmemiz gereken bazı noktalar olduğu anlaşılır.
Öncelikle belirtelim ki, gelişmiş ülkelerin insanlarının çoğunluğu,
konulan yasa ve kurallara eksiksiz uyar ve bunları ihlal etmekten şiddetle kaçınırlar.
Bu insanlar, kendileriyle bir arada yaşayan başka insanlara -onları
sevmeseler bile- saygılı davranmaya gayret ederler.
Bu insanlar, çalışmayı ve üretmeyi sever, zamanı geldiğinde ekstra
çalışmaktan da çekinmezler. İş ahlakları gelişmiş olup genellikle yalan söylemezler.
Verdikleri sözlere sadık olup kaliteli ve sağlam mal üretmek için birbirleriyle
yarışırlar.
Bu insanlar, zamanı etkin ve verimli kullanır, her zaman dakik olmaya
özen gösterirler. Sorumluluk sahibidirler ve verilen görevi en iyi şekilde
yapmaya gayret ederler.
Bu insanlar, dürüsttür ve
başkalarını aldatmayı doğru bulmazlar. Elbette onların da içinde yanlış
yapanlar vardır ama bunların sayısı azdır ve onlar için de caydırıcı cezalar söz
konusudur.
Bu insanlar, genel olarak toplumda var olan kurallara bağlı ve sadıktırlar.
Onlar, yaşlılara saygıda kusur etmez ve onlara iyi bir bakım imkânı sağlamaya
özen gösterirler.
Bu kimseler, genellikle vergi kaçırmaz ve vergi kaçıranlara da iyi gözle
bakmazlar. Yine bunlar, rüşvet alıp vermenin doğru olmadığını bilir ve rüşvet
alıp vermezler. Bu kimseler meritokrasiye ve demokrasiye çok daha fazla önem
verirler.
Ülkemizde gösterilen filmlerde yansıtılan karelerin aksine, gelişmiş
ülkelerin insanlarının “güçlü aile bağları” vardır. Bu bağları korumak için
gerekli eğitimi ise en iyi şekilde vermeye gayret ederler.
Bu kimseler, hiç bir zaman disiplini elden bırakmaz, planlı ve programlı
olmaya özen gösterir, işlerini azimli ve kararlı bir şekilde yaparlar.
Özetle, bu insanlar bütün bu özellikleri sayesinde dünyada iken
çalışmalarının karşılığını alır ve çok rahat bir yaşam sürerler.
Ancak biz müslümanlara gelince aynı ekonomik gelişmişlik ve kalkınmışlık
düzeyini yakalayabilmemiz için bütün bunlara ilave olarak çok daha fazla
çalışmamız gerekir. Zira bizim daha fazla sorumluluklarımız vardır. Çünkü bizler
müslümanız ve bu dini dünyaya duyurmak ve doğru tanıtmak gibi ulvî bir
görevimiz de bulunmaktadır. Bu mükellefiyetleri yerine getirebilmemiz için gelişmiş
ülkelerin insanlarında mevcut olan yukarıda saydığımız ilkeleri
içselleştirmemiz ve bir saniye bile boş durmadan çalışmamız gerekir. Zaten
sayılan bu temel ilkelerin tamamı dinimizde de mevcuttur ve bütün bunlar bizden
istenmektedir.
Sonuç olarak, gelişme ve kalkınmanın standartları/şartları açık, net ve
bellidir. Bunları canla başla çalışıp bir an önce başarmamız ve bu ülkelerle
rekabet edebilmemiz için bu özelliklere sahip birey ve toplum inşa etmemiz elzemdir.
Bunu yapmak yerine her zaman işin kolayına kaçan tembel insanlar dünya ve
ahiret mutluluğunu asla yakalayamayacaklardır. (17.06.11)
Yorumlar
Yorum Gönder