Şeytan Taşlamak Ne Demektir? (177)
Şeytan Taşlamak Ne Demektir? (177)
Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de pek çok
yerde şeytanın insanoğlunun apaçık düşmanı olduğunu, [Bakara, 2/168, 208; En’âm, 6/142; Fâtır,
35/6; Yâsîn, 36/60; Zuhruf, 43/62; Mümtehine, 60/1] kendisiyle birlikte
insanları da cehenneme götürmeyi amaçladığını belirtmekte ve bütün insanlığı
uyarmaktadır. İblis’in yanlış yönlendirmelerine kanılmaması, gündemi onun ve
yandaşlarının belirlemesine fırsat verilmemesi ve onların söylediklerine hiçbir
şekilde itibar edilmemesini tembihlemektedir.
Ayrıca Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de; “Şeytan sizi Allah’ın affı ve bağışlaması
boldur diyerek aldatmasın” [Lokmân,
31/33; Fâtır, 35/5. Ayrıca bkz. En’âm, 6/70, 130; A’râf, 7/51, 56; Nisâ,
4/17-18] demek suretiyle de onun vesveselerine karşı önceden uyarı
yapmakta ve günahta ısrar etmenin yanlış olduğuna dikkat çekmektedir.
Kısaca, şeytanın ve şeytanlaşmış insanların
[Mücâdele,
58/19. Ayrıca bkz. En’âm, 6/112, 121; A’râf, 7/27, 30] kötü
telkinlerinden uzak kalmak insanın kendi yararınadır. Bu seçim, insanın hür
iradesine bırakılmıştır. [Şems,
91/7-10] Böyle doğru bir tercihi yapmak ise ancak “sağlıklı tefekkür ve din
anlayışı” ile mümkündür. Bunun için de temel kaynaklardan alınan güvenilir dinî
bilgilere ihtiyaç vardır. Bu konuda alınacak en mükemmel örnek ise Hz.
Peygamber ve onun uygulamalarıdır. [Ahzâb,
33/21]
Şeytana kanarak yanlışlarını sürdüren ve
bunları savunmaya çalışanlar asıl kendilerini suçlamalıdır. Çünkü insan kendisine sunulan ilginç öneri ve teklifler
konusunda tamamen özgürdür; yapıp yapmama konusunda serbesttir; onu zorlayan
yoktur. O, aldanmayı dilemedikçe birilerinin onu aldatması çok zordur.
Dünyada iken gereğini yapmayıp şeytanın arzu
ve isteklerine uyan, iradesini kötüye kullanan, ama bütün bunlara rağmen
ahirette Yüce Allah’tan cenneti isteyenleri Hz. Peygamber; “Aciz ve zavallı kimseler” [Tirmîzî, 35/Kıyâme, 25 (IV, 638); ibn Mâce,
37/Zühd, 31 (II, 1423); ibn Hanbel, IV, 124] olarak tanımlamıştır. Bu
bakımdan “Allah nasıl olsa affeder”
diye günah işleyen veya günahta ısrar edenler hadisten de anlaşıldığı üzere kendilerini
aldatan “zavallı ve aciz”
kimselerdir.
Nitekim bu zavallıların düşünce
dünyalarındaki çarpıklık kalplerini katılaştırır. İçlerindeki kötülükler zamanla
yüzlerine yansır. Bir insanın şeytanın ve şeytanlaşmış insanların vesveselerinin/ayartmalarının
esaretinde/etkisinde olup olmadığı hem simasından hem de konuşmalarından
anlaşılır. (Muhammed, 47/30; Fetih,
48/29)
Diğer taraftan hac görevi ifa edilirken
yapılan “şeytan taşlama” ile ilgili şunları ifade edilebiliriz:
Hacca gidenler için hazırlanan “küçük, orta
ve büyük şeytanların” tam dört gün boyunca “yetmiş kez” taşlanmasının bir
anlamı vardır. Zira bu sembolik ibadeti yerine getiren hacı adayı Yüce Allah’a
şöyle söz vermiş olur: “Allah’ım işte burada söz veriyorum. Bir daha
içimdeki beni ayartan şeytanın sesine kulak vermeyeceğim. Şimdi burada hem onu hem
de yandaşlarını taşlıyor ve onları tamamen dışlıyorum. Bundan sonra hep senin
koyduğun hükümlere uygun hareket edeceğim.”
Fakat yaptıkları işin şuurunda olmayan nice
hacı adayı ise şeytanın orada olduğunu zanneder, şeytan sandığı o beton bloğa
küfreder, hızlarını alamayan bazıları ellerine geçirdikleri çanta, terlik ve
şemsiyeyi de ilave olarak “o beton bloğa” fırlatır ve rahatlar. Oysa cemaratta
şeytan taşlamanın manası kesinlikle bu yapılanlar değildir. Dört gün boyunca
sürecek şeytan taşlamanın gayesi, verdiği o sözün “insanın ruhunda kalıcı izler
bırakması ve bunun bir bilince dönüşüp kalıcı hâle gelmesine” imkân
sağlamaktır. Zira tekrar tekrar bu taşlamayı yapmak “kendine ve Rabbine
defalarca söz vermek” demektir. Dolayısıyla şeytan taşlamanın arkasındaki maksadı,
amacı, hedefi ve gayeyi çok iyi bilmek gerekir.
Sonuç olarak, akıllı
bir insan özgürlüğüne sahip çıkar; içindeki şeytanî sesi etkisiz hale getirir;
şeytanlaşmış insanlar konusunda dikkatli ve temkinli olur; onlardan uzaklaşır.
Bir başka ifadeyle Hz. Muhammed’in yaptığı gibi “içinde sesini işittiği ama
göremediği vesvese veren şeytanını, sağlam ve sarsılmaz imanı sayesinde teslim
alır”; bir daha onun sözünü dinlemeyeceğine ve Allah Teâlâ ile olan irtibatını koparmayacağına
söz verir. Zira Kur’an-ı Kerim’in şeytanın insanoğlunun apaçık düşmanı olduğunu
bildirmesinin de hac da sembolik olarak şeytan taşlanmasının da amacı ve
hikmeti budur. (05.11.2010)
Yorumlar
Yorum Gönder