Hz. Peygamber’in Sünnetinden Örnekler-2 (131)

 

Hz. Peygamber’in Sünnetinden Örnekler-2 (131)

Hz. Muhammed, söylediklerini yapar, yapamayacağı şeyleri söylemezdi.[1]

Hz. Muhammed, gerekmedikçe kimseden bir şey istemez, kendi şahsî ihtiyaçlarını kendisi giderirdi.[2]

Hz. Muhammed, kul hakkının ihlal edilmesine karşıydı.[3]

Hz. Muhammed, kabilecilik (asabiyye), ırkçılık ve ayrımcılık yapılmasını, soy ve sopla övünülmesini onaylamaz, insanları bir tarağın dişleri gibi eşit görürdü.[4]

Hz. Muhammed, çocukların eğitim ve öğretimine çok büyük önem verir, kadınlar için belirli bir gün ayırır, onların dinî konulardaki sorularını cevaplandırırdı.[5]

Hz. Muhammed, empati (duygudaşlık, hâlden anlama, eş duyum bilinci) sahibiydi. İnsanlarla ilişkilerinde ölçülü, nazik ve kibardı.[6]

Hz. Muhammed, arkadaşlarıyla istişare eder, ortak aklı devreye sokar, istişare sonucu çıkan karara da uyardı.[7]

Hz. Muhammed, müslümanları motive ve teşvik eder, emeğe değer verir, tembelliği ve ataleti/miskinliği asla onaylamazdı.[8]

Hz. Muhammed, hayata gerçekçi ve iyimser bakardı, asla kötümser ve karamsar değildi.[9]

Hz. Muhammed, yaptığı işi güzel yapar ve o işin hakkını verirdi.[10]

Hz. Muhammed, özgüven aşılardı, girişimciydi ve girişimciliği teşvik ederdi.[11]

Hz. Muhammed, küçüklere sevgi, büyüklere saygı gösterilmesini öğütlerdi.[12]

Hz. Muhammed, her zaman Allah Teâlâ’ya yönelirdi. O, ibadetleri bir yük/borç olarak görmez, tam aksine severek ve isteyerek yapardı.[13]

Hz. Muhammed, her fırsatta Yüce Allah’ı tesbih eder ve O’nu çok zikrederdi.[14]

Hz. Muhammed, sürekli Allah Teâlâ’ya dua ve niyazda bulunurdu.[15]

Hz. Muhammed, insanlarla ve çevreyle olan ilişkisinde Yüce Allah’ın rızasını kazanmayı gaye edinirdi.[16]

Hz. Muhammed, zamanının kıymetini çok iyi bilirdi.[17]

Hz. Muhammed, sağlığını korur, zararlı şeyler yemez ve içmezdi.[18]

Hz. Muhammed, tedbiri asla elden bırakmazdı.[19]

Hz. Muhammed, tüm tedbirleri aldıktan sonra Yüce Allah’a tevekkül ederdi.[20] (21.08.2009)



[1] Saff, 61/2-3.

[2] Tirmizî, Şemâil, 154; İbn Hanbel, VI, 256.

[3] Buhârî, Rikâk, 48.

[4] İbn Hanbel, V, 411.

[5] Buhârî, Zekât, 44; İlim, 35; Müslim, Birr, 152; İbn Mâce, İkame, 155; İbn Hanbel, III, 34.

[6] Buhârî, İman, 7; İbn Hanbel, III, 206.

[7] Âl-i İmrân, 3/159; Buhârî, Ahkâm, 26; Megâzî, 36; Tirmizî, Cihâd, 35; Salât, 12; Fiten, 78; Dârimî, Mukaddime, 20.

[8] Tevbe, 9/103; Buhârî, Daavât, 36, 44; Müslim, Zikr, 73, 76.

[9] Buhârî, Tevhîd, 31; Tıb, 44; Rikâk, 21; Megâzî, 12; Müslim, Selâm, 111; Zühd, 64; İbn Mâce, Tıb, 43; Fiten, 8; İbn Hanbel, II, 199; IV, 399.

[10] Müslim, İman, 147; Sayd, 57; Edâhî, 19; Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 10, 11; Tirmizî, Edeb, 41; İbn Mâce, Zebâih, 3; İbn Sa’d, et-Tabakât, I, 142; Taberânî, Süleyman b. Ahmed, el-Mu’cemü’l-kebîr, Thk.: Hamdi b. Abdilmecid es-Silefî, Mektebetü’l-ulûm ve’l-hikem, Musul 1983, XXIV, 306.

[11] İbn Hişâm, Ebû Muhammed Cemâlüddîn Abdülmelik b. Hişâm b. Eyyûb el-Himyerî el-Meâfirî el-Basrî el-Mısrî, es-Sîretü’n-nebeviyye, Thk.: M. Muhyiddin Abdülhamid, Kahire 1399/1979, II, 5-6; İbn Sa’d, et-Tabakât, I, 129-131; Tirmizî, Büyû’, 4.

[12] Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 58.

[13] Buhârî, Savm, 52; Müslim, Sıfatu’l-münâfikîn, 81; Ebû Dâvud, Vitr, 26; Nesâî, İşrâtu’n-nisâ, 1; Sehv, 60; İbn Hanbel, III, 128.

[14] Buhârî, Et’ıme, 54; Teheccüd, 6; Müslim, Hayız, 117.

[15] Buhârî, Daavât, 7; Vudû’, 9; Tefsir, 18; Müslim, Hac, 425; Ebû Dâvud, Tahâret, 17; Cihâd, 72; Tirmizî, Daavât, 35, Libâs, 29.

[16] İnsan, 76/5-10; Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat, Thk.: Târık b. Abdullah b. Muhammed-Abdulmuhsin b. İbrâhim el-Hüseynî, Dâru’l-haremeyn, Kahire 1415/1995, VII, 56.

[17] Buhârî, Rikâk, 1; Hâkim en-Nîsâbûrî, Muhammed b. Abdillah, el-Müstedrek ale’s-Sahîhayn, Thk.: Mustafa Abdülkâdir Atâ, Dâru’l-kütübi’l-ilmiyye, Beyrut 1411/1990, IV, 341.

[18] Müslim, Sıyâm, 182, 193; Tirmizî, Zühd, 25.

[19] Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63; Tirmizî, Birr, 66.

[20] Enfâl, 8/2; Müslim, Zühd, 64; Ebû Dâvûd, Tıb, 24; Tirmizî, Zühd, 33; İbn Mâce, Tıb, 43, Zühd, 14.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur!

Uydurma Rivâyetler ve Mehmet Akif Ersoy’un Uyarısı (236)

Evlilik Kader midir? II (362)