Umrede Başarılı Olmak İsteyen Din Görevlisine Tavsiyeler (81)
Umrede Başarılı Olmak İsteyen Din
Görevlisine Tavsiyeler (81)
2004 yılından
itibaren alınan bir kararla, Diyanet İşleri Başkanlığı ile umreye gitmek
isteyen kimselere kendi din görevlilerini seçme hakkı tanınmıştır. Bu tercih,
sadece umre organizasyonu için geçerli olup, hac organizasyonunda böyle bir
seçim imkânı şimdilik yoktur.
Böyle bir hakkın umre
yapacak kimselere tanınmış olması, bir başka ifadeyle din görevlilerinin seçiminde
onların söz sahibi olmaları kutsal topraklarda aldıkları hizmetin kalitesini
artırdığı gibi, Diyanet İşleri Başkanlığı ile umre yapmak isteyen kimselerin
sayısında da ciddi oranda bir artışa yol açmıştır.
Buradan hem Diyanet
İşleri Başkanlığı hem insanımız hem de kendisini iyi yetiştirmiş başarılı din
görevlileri kazançlı çıkmışlardır. Böyle bir demokratik hakkın verilmesiyle
gerek halkımız, gerekse başarılı din görevlileri ve Başkanlığımız büyük
fırsatlar yakalamıştır.
Şöyle ki; halkımız
beğendikleri, çalışkan, tecrübeli ve güvenilir bir din görevlisine kavuşmuş, 24
saat yanlarında olan bir kimse ile bu ibadeti en güzel şekilde yerine getirme imkânı
elde etmişlerdir. Bununla birlikte ticareti değil, ibadeti önceleyen Başkanlığın
bu uygulaması nedeniyle umreye gitmek için ödedikleri paraların Diyanet Vakfı
kanalıyla hayırlı hizmetlerde kullanmasına da katkı sağlamışlardır.
Diğer taraftan
Diyanet İşleri Başkanlığı 2004 yılına kadar yok denecek kadar bir umreciyi
Suudi Arabistan’a götürürken, son beş yıl içerisinde bu sayı 100 000’lere
ulaşmış olup bu rakam her geçen yıl artmıştır. Başkanlığın umre organizasyonunu
tercih eden kimselerin ibadet aşkıyla bu beldelere gitmeleri sayesinde,
Başkanlık dinin doğru bilgisini,
sahih kaynaklara dayanarak halkımıza ulaştırma imkânını da elde etmiştir. Bilindiği üzere bu da Başkanlığın en
önemli görevleri arasında yer almaktadır.
Öte yandan kendisini geliştiren, sosyal
ilişkileri iyi, güleryüzlü ve girişimci din görevlileri de bu durumdan istifade
etmişlerdir. Zira bu görevliler böyle bir seçim sebebiyle Kabe’yi yakından
görme, tekrar tekrar umre ibadeti yapma ve Hz. Peygamber’in kabrini ziyaret
etme imkânına kavuşmuşlardır. Adeta onların başarıları da bu şekilde
ödüllendirilmiştir. Bunun bilincinde olan gayretli din görevlileri, verdikleri
hizmetin kalitesini de ister istemez artmış, her yıl tekrar tekrar tercih
edilmeyi bekleyen bu görevliler, götürdükleri her bir umreciyi mutlu etmenin yollarını
aramışlardır. Bu durum, umrecilerin hem memnuniyetini hem de hayır duasını
beraberinde getirmiş ve bu hayır dualar sayesinde görevliler toplumda sevilen,
sayılan, görüşlerine değer verilen ve aranılan kimseler olmuşlardır.
Din görevlisini seçme
hakkının verilmesinin hayırlı bir sonucu ise, Türkiye’de umre konusunda
faaliyet gösteren özel şirketlerin bir kısmının kendilerine çeki düzen vermek zorunda
kalmış olmalarıdır. Zira rekabet,
kaliteye davetiye çıkarmış, böylelikle onlar da
verdikleri hizmetin kalitesini artırma yoluna gitmişlerdir.
Görüldüğü üzere böyle
demokratik tercih hakkının verilmesi, çok yönlü kazançları da beraberinde
getirmiş, adeta kazanan herkes olmuştur.
Böyle bir uygulamanın
mantığını kavrayamamış birilerinin hala körü körüne statükocu yaklaşımları
savunuyor olması; “yanlış bir adalet ve hakkaniyet anlayışı” içerisinde hareket etmeleri ve hala başarısız kimseleri
ödüllendirme gayretleri ise gerçekten üzüntü vericidir. Ancak onların demokrasiden uzak bu tutum ve tavırlarının yeteri kadar
taraftar bulmadığı ve bundan böyle de bulamayacağı anlaşılmaktadır. Zira her
konuda başarı ödüllendirilmeli, çalışma teşvik edilmeli, rekabet özendirilmeli
ve kalite her zaman ön planda tutulmalıdır.
Bu itibarla rekabeti ve hizmet kalitesini önceleyen,
tercih edilebilir olmanın çıtasını yükselten, sürekli gelişmeden yana olan girişimciler
uzun vadede hep başarılı olurlar.
Başkanlığın son
yıllarda geliştirdiği uygulamanın sağladığı katkıları bu şekilde özetledikten
sonra, şimdide umrede başarılı olmak isteyen bir din görevlisinin yapması
gerekenleri kısaca açıklamaya çalışalım.
Yolculuk öncesinde yapılması
gerekenler;
Din görevlisi her
zaman güleryüzlü bir şekilde daha önceden kendisine başvuran kimselerin
listesini itina ile hazırlamalı, telefon numaralarını kaydetmeli, Müftülüğe
kayıtları konusunda kendilerine yardımcı olmalı ve onlarla kesinlikle irtibatı
koparmamalıdır. Ancak bunu yaparken sık sık onları arayarak rahatsız etmekten
de kesinlikle kaçınmalı, ölçüyü fazla kaçırmamalıdır.
Umrecilerin umre
öncesi verilen seminerlere katılımlarını sağlamalı, onları yapacakları yolculuk
hakkında en ince ayrıntısına varıncaya kadar bilgilendirmeli ve sürekli
yanlarında olacağı düşüncesini onların zihinlerine yerleştirmelidir.
Yolculuk tarihi
kesinleştikten sonra her bir umreciyi tek tek arayıp, nereden hareket
edeceklerini bildirmeli ve hiçbir kimseyi unutmamalıdır.
Hareket öncesi
oluşturduğu grubun listesini onlar gelmeden otobüsün önüne asmalı ve onların
otobüse yerleşimlerinde onlara yol göstermeli ve yardımcı olmalıdır.
Uğurlama merasiminden
sonra, otobüs içinde her birini tek tek saymalı ve kimseyi hiçbir yerde unutup
gitmemelidir.
Grubundaki her bir
umreciyi ismen tanımalı, onlara isimleriyle hitap etmeli ve onlara karşı saygılı
ifadeler kullanmaktan kaçınmamalıdır.
Havaalanında yapılması gerekenler;
Havaalanına otobüsle
giderken, orada yapılacakları umrecilere genel hatlarıyla anlatmalı, pasaport
ve kimliklerini bizzat kendisi her bir umreciye teslim etmeli ve bunları
kaybetmemeleri konusunda onlara çok sıkı tenbihte bulunmalıdır.
Havaalanına
varıldığında otobüsten inerken kimsenin eşyasını unutmaması konusunda yeniden
herkesi uyarmalı ve bütün eşyaların havaalanına güvenli bir şekilde girmesi
konusunda yol gösterici ve yönlendirici olmaya devam etmelidir. Sadece kendi
eşyasını alıp ortadan kaybolmamalıdır.
Pasaport ve bilet
işlemleri esnasında sürekli umrecilerle birlikte hareket etmeli, onları
yönlendirmeye ve bilgilendirmeye devam etmelidir.
Mescidin ve
tuvaletlerin yerini herkesten önce o öğrenmeli ve ihtiyacı olanlara yol göstermelidir.
Uçağa binmeden önce
bütün umrecilerin ihramlarını giymeleri ve iki rek’at namaz kılmaları konusunda
yardımcı olmalı, mescidde onlara rehberlik etmeli, kafileden ayrı baş
çekmemeli, kafileyle beraber niyet yapma konusunda kafile başkanıyla ortak
hareket etmelidir.
Kafile başkanının
talimatlarını yerine getirmeli, bunları zamanında grubuna bildirmeli, başına
buyruk hareket edip “ben her şeyi bilirim” havasında/ edalarında olmamalıdır.
Kafile başkanı ve diğer din görevlileri ile uyum
içinde hareket etmelidir. Ayarttığı bir takım cahil kimseleri kışkırtarak
kafilenin uyum ve düzenini sabote etmekten çekinmelidir.
Nöbet tuttuğu yeri
terk etmemeli, herkesin sorunlarını çözmek için adeta çırpınmalıdır.
Uçakta yapılması gerekenler;
Uçakta yapılacak
programda kendisine verilecek vazifeyi yerine getirmeli, her bir umrecisi ile
yakın ilgisini sürdürmelidir.
Uçaktan inerken
kimsenin el bagajlarını unutmaması ve hosteslerin talimatlarına uymaları
konusunda kendilerine hatırlatmalarda bulunmalıdır.
İhramlı umrecilerin
kokulu sabun ve alkollü mendil kullanmamaları gerektiğini onlara nezaketle hatırlatmalıdır.
Cidde havaalanında yapılması
gerekenler;
Umrecilerin pasaport
kontrolü sırasında sıraya riayet etmelerini sağlamalı ve eşyalarını alacakları
peronu onlara göstererek oraya varmalarına yardımcı olmalıdır.
Kendilerini Mekke’ye
ya da Medine’ye götürecek otobüslere binmeleri ve eşyalarını yüklemeleri
konusunda rehberlik etmeli, bu arada yaşlılara yardım etmeyi de ihmal
etmemelidir. Kendi başını alıp giden ve grubunu arkada bırakan sorumsuz bir din
görevlisinin daha en baştan ciddi bir güven kaybına uğrayacağı açıktır. Böyle
yapan bir din görevlisinin umreden dönünceye kadar yaşacağı sıkıntılara, bu ve
benzeri hareketlerinin neden olduğunu ve olacağını bilmesi kendi yararına olacaktır.
Otobüse yerleştirdiği
grubunu tek tek saymalı, herkesin pasaportlarını ve biletlerini tek tek kontrol
edip toplamalı ve kendi çantasında bütün bu pasaport ve biletleri tekrar onlara
teslim edinceye kadar gözü gibi muhafaza etmelidir.
Otelde yapılması gerekenler;
Otele varıldığında
grubunun oda anahtarlarını almalı ve her bir umreciye kendisi teslim etmeli ve
belirleyeceği saatte dinlendikten sonra otel lobisinde buluşmak üzere herkesi
bilgilendirmelidir.
Belirttiği saatten en
az 15 dakika önce kendisi de lobide yerini almalı, herkesin tamamlanmasını
bekledikten ve otelin adres kartını resepsiyondan alıp her bir umreciye
verdikten sonra grubunu alıp Ka’be’ye doğru tehlil ve tekbirler getirerek
götürmelidir.
Ka’be’ye giderken
otelin yerini herkese çok iyi bir şekilde öğretmeli, gidişte ve tekrar dönüşte
dikkat etmeleri gerekenleri onlara örnek vererek ve göstererek iyice
kavratmalıdır.
Ka’be’de yapılması gerekenler;
Ka’be’ye varınca
tavaf öncesi niyeti bizzat kendisi yaptırmalı, sonra da duaları grubunun
duayacağı şekilde hem Arapça hem de Türkçe olarak okumalı ve onların her birinin
“amin” demesini sağlamalıdır.
Tavaf esnasında
yorulan yaşlıları beklemeli, acele etmemeli, onları da göz önünde bulundurmalı
ve kendi başını alıp gitmemelidir.
Tavafı müteakiben
uygun bir yere namaz kılmak için bütün grubunu alıp götürmeli ve iki rek’at
tavaf namazı kılmalarını sağladıktan sonra, duayı Ka’be’ye bakarak bizzat
kendisi yapmalıdır. Daha sonra genel hatları ile Mescid-i Haram’ı tanıtmalı,
bunu yaparken onların biraz dinlenmelerine de imkân sağlamalıdır.
Tavaf namazı sonrası
yapılan bu duadan sonra grubuna zemzemi nasıl içeceklerini ve hangi duayı
okuyacaklarını bizzat göstererek öğretmelidir.
Daha sonra
umrecilerini Safa tepesine götürüp orada say’ın niyetini bizzat kendisi
yapmalı, onlara da tekrar ettirmeli ve say esnasındaki duaları hem Arapça hem
de Türkçe olarak onların duyacağı şekilde okumalı ve “amin” demelerini
sağlamalıdır. Kimseyi arkada bırakmadan yavaş bir şekilde bütün grubu bir arada
tutmayı başarmalı, kendi başını alıp gitmemeli, sadece gençleri düşünmemeli,
yaşlı, hasta ve yorgun olanları da hesaba katmalıdır.
Merve tepesinde
umrenin say’ını tamamladıktan sonra duayı bizzat kendisi yapmalı, grubunun traş
olup ihramdan çıkmasını sağlamalı ve kimseyi unutmamalıdır.
Umreyi tamamladıktan
sonra grubunu aynı şekilde alıp otele getirmeli ve dönecekleri yolu onlara
güzelce öğretmelidir. Herkesin ibadetini eksiksiz yapması için çok dikkatli
olmalı ve sıkıntısı olanlarla yakından ilgilenmelidir.
Mekke’de yapılması gerekenler;
Otelde yemekhanenin
yerini göstermeli, odalarını kullanırken dikkat edecekleri hususları onlara
hatırlatmalı ve kendisinin hangi odada kaldığını ve cep telefon numarasını her
bir umreciye mutlaka yazıp vermelidir.
Hasta olan umrecileri
hastaneye götürmeli, ilaçlarını almalı ve dinlenmeleri konusunda onları sık sık
uyarmalıdır.
Karşıdan karşıya
geçerken çok dikkatli olmaları ve trafik kurallarına uymaları gerektiğini onlara
sürekli hatırlatmalıdır.
Yemek yerken israf
etmemeleri gerektiğini belirtmelidir.
Ziyaret yerlerine
giderken grubunun tamamını almaya dikkat etmeli, her bir ziyaret yerini
tamamladıktan sonra otobüste mutlaka sayım yapmalı, kimseyi herhangi bir yerde
unutmamalıdır.
Grubunu zaman zaman umre yapmak üzere Ten’im’e
götürmeli ve her biriyle yakında ilgilenerek bu ibadeti en güzel şekilde yapmalarına
yardımcı olmalıdır.
Yürüme mesafesindeki
tarihi yerlere grubunu bizzat götürmeli ve o yerler hakkında sağlam ve doyurucu
bilgiler vermeli, umrecilere kesinlikle
kaynağı belli olmayan mitoloji, efsane, masal, hikaye ve hurafeler anlatmamalı
ve onların zamanlarını israf etmemelidir.
Grubundan ya da
kâfileden kim yardım isterse onun yardımına mutlaka koşmalı, her zaman güler
yüzlü olmalı, kimsenin kalbini asla kırmamalıdır. Yaşlıların bir kısmının geç
anladığını veya yanlış anlama ihtimallerinin çok fazla olduğunu bilerek aynı
şeyleri onlara bazen birkaç kez söylemeyi ihmal etmemelidir.
Umreciler hata
yaptıklarında, yaşlı ve hasta kimselere kesinlikle kızmamalı ve anlayışla
hareket etmelidir. Hiçbir zaman sabrı elden bırakmamalıdır. Onların haksız oldukları
durumlarda bile onlara karşı kaba ve sert olmamalı, nezaketle davranmalı ve
onlara karşı asla sesini yükseltmemelidir.
Mekke ve Medine arası
yolculuklarda da her bir umreciyle özel olarak ilgilenmeli, yardıma ihtiyaç
duyanlara yardım etmeli ve otele yerleşmelerinde her zaman yanlarında olmalı ve
rehberliği eksiksiz yapmaya devam etmelidir.
Medine’de yapılması gerekenler;
Medine’deki ziyaret
yerlerine de aynı şekilde götürmeli, umrecilere karşı son derece sevgi ve
şefkatle davranmalı, kendi anne
ve babasına davranıyor gibi onlara muamele etmeli ve
herkesin hayır duasını alma düşücesini akıldan çıkarmamalıdır. Kaba insanların
hiçbir sorunu çözemeyecekleri, hatta problemi içinden çıkılmaz hale
getirecekleri gerçeğini göz ardı etmemelidir.
Mescid-i Nebevi
hakkında gruba sağlam ve doyurucu bilgiler vermeli, tek tek her yeri
anlatmalıdır. Onlara Peygamberimizin ve iki halifesinin selamlanması esnasında
yapılması gerekenleri öğretmelidir.
Mescid-i Nebevi’de “cennet bahçesi”
olarak adlandırılan yerde bol bol namaz kılmalarını tavsiye etmeli ve kendisi
de bunu yapmalıdır.
Umreci grubunu bizzat
Cennetü’l-Baki’e götürmeli ve bu kabristan hakkında onlara güvenilir bilgiler aktarmalıdır.
Şehirlerarası
yolculuklarda gruba dini bilgiler vermeli, umrecilerle soru cevap tarzı
sohbetler yapmalı ve herkesin istediği soruyu gönül rahatlığıyla çekinmeden
sorabilecekleri bir ortamı oluşturmalıdır.
Medine’de otelden
ayrılırken oda anahtarlarının resepsiyona bırakılması gerektiğini hatırlatmalı,
eşyaların otobüse düzenli olarak yerleştirilmesine katkı sağlamalıdır.
Havaalanında da
umrecilerin eşyalarını unutmadan ve pasaportlarını kaybetmeden uçağa
binmelerine yardımcı olmalıdır.
Dönecekleri şehirde
kendilerini havaalanında karşılayacak otobüsün zamanında hazır bulundurulması
için gerekli girişimlerde bulunmayı ihmal etmemeli, il müftülüğü ile telefon
irtibatını kesmemelidir.
Dönüşte Havaalanında yapılması
gerekenler;
Havaalanında acele
etmeden ve telaşa düşmeden umrecilerin pasaport kontrolünü yapmalarını
sağlamalı, eşyalarını alacakları yere onları toplu halde götürmeli ve
rehberliğe burada da devam etmelidir.
Eşyalarını alanların
otobüse eksiksiz binmeleri sağlamalıdır.
Şehre dönüş esnasında
otobüs içinde herkesten helallik almalı ve umrecilerin de birbirleriyle
karşılıklı helalleşmelerini tavsiye etmelidir.
Umre dönüşü yapılması gerekenler;
“Umre kardeşliği”
oluşturmalı, umrecileriyle ayda bir kez birisinin evinde toplanmak üzere
görüşmeleri sürdürmeli ve irtibatı koparmamalıdır.
Umrecilerden hasta
olanları ziyaret etmeli, çocuklarının düğün ve nişan törenlerine katılmalı,
cenazeleri olduğu zaman da kesinlikle iştirak etmelidir.
Gördükleri her yerde
onların hal ve hatırlarını sormalı, hayır dualarını almalıdır.
Davetlerine icap
etmeli, onları gücendirecek davranışlardan sakınmalıdır.
Farklı siyasi görüşlerde
bulunan her bir umrecisine ayrı ayrı değer vermeli, onları görüşlerinden dolayı
yargılamamalı, onları dinlemeli ve anlamaya çalışmalı, kutuplaştırıcı eylem ve
söylemlerden kaçınmalıdır.
Zengin olsun, fakir olsun herkese eşit muamele
etmeli, kimseyi küstürmemeli ve herkesin kalbini kazanmaya çalışmalıdır.
Umrecilerin yolculuk
esnasında yapmış oldukları hataları varsa bunları hiç bir yerde anlatmamalı,
kusurlarını gizlemeli, onların kutsal beldelerde yaptıkları güzel
davranışlarından bahsetmelidir.
Zaman zaman onlarla karşılıklı olarak hediyeleşmelidir. “Alan el değil
veren el” olmaya gayret etmelidir. Bir din görevlisi olarak cömertliğini
sergilemekten çekinmemelidir.
Onların gözünde örnek
insan olma konumunda bulunduğunu ve bunu eksiksiz sürdürmeye mecbur olduğunu da
hiç bir zaman unutmamalıdır.
Bütün bunları güleryüzlü bir şekilde yapmayı
başaran sorumluluk bilinci yüksek din görevlileri, memnun ettikleri umrecilerin
başkalarına yaptıkları tavsiyelerle her yıl kutsal topraklara gitme imkânını
tekrar tekrar yakalayacaklardır.
Bu itibarla en güzel
reklamın “tavsiye olduğu” gerçeği akıldan çıkarılmamalıdır. Her kurum ve
kuruluşta marka insanlara ihtiyaç olduğu gibi, umre konusunda da kendisini
ispat etmiş, geliştirmiş, planlı ve programlı, dürüst ve güvenilir, işini çok
iyi yapan lider kimselere ihtiyaç olduğu açıktır.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nda çalışan her bir
personelin ibadet aşkıyla bu görevi yerine getirmeleri durumunda kurumun
saygınlığının artmasının yanı sıra, halk nezdindeki güven ve itibarına da
olumlu anlamda katkılar sağlayacakları muhakkaktır.
Özetle, dinini, vatanını, milletini ve
bayrağını seven herkesin görevini eksiksiz yapması ve aldığı maaşı helal
ettirmeye çalışması elzemdir. Bunu yapmayanların başkalarını suçlamaya ve
karanlığa küfrederek vakitlerini tüketmeye hakları yoktur. Bu tip kimselerin karanlığa
küfretmek yerine bir mum yakıp değişime önce kendilerinden başlamaları acizane
tavsiyemizdir. (25.07.2008)
Yorumlar
Yorum Gönder