Mi’râc Kandili (84)
Mi’râc Kandili (84)
İslâm’ı tebliğ için Hz. Peygamber’in verdiği çetin mücadele herkesin
malumudur. Peygamberimiz ve ilk mü’minler İslâm’ı yaymak için bütün güçleriyle
çalışmış, zulme, işkenceye ve boykota rağmen davalarından asla
vazgeçmemişlerdir.
Peygamberimiz Mekke’de 3 yıl süren ekonomik ambargoyu müteakiben önce
amcasını, hemen arkasından ise biricik eşi Hz. Hatice’yi kaybetmişti. Tüm
bunları fırsat bilen müşrikler inananlara zulüm ve cefayı daha da
artırmışlardı. Bütün zorluklara ve sıkıntılara rağmen İslâm’ı tebliğe devam
eden Allah Resulü Taif’e gitmişti. Ancak orada da hakaretlere maruz kalmış,
alay edilmiş ve taşlanmıştı; kan revan içinde bir bağa sığınmak zorunda
kalmıştı. Ama o, görev yerini asla terk etmemiş, kararlı bir şekilde aktif
mücadeleye sabırla devam etmişti. İşte böylesine sıkıntılı geçen bir süreçte,
Peygamberimiz Medine’ye hicret etmeden yaklaşık bir buçuk yıl önce İsrâ ve Mirâc
hadisesi yaşandı.
Pek çok ilâhî sırrı bünyesinde barındıran İsrâ ve Mirâc mucizesi Kur’an-ı
Kerim’de haber verilmekte, bazı hadis-i şeriflerde ise ayrıntılı olarak
anlatılmaktadır. Yüce Allah, İsrâ Suresi’nin ilk ayetlerinde bu mukaddes
yolculuğu şöyle haber vermektedir:
“Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece
Mescid-i Haram'dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren
Allah'ın şanı ne yücedir. Hiç şüphesiz o, hakkıyla işiten ve görendir.”[1]
“Her zorlukla beraber mutlaka
bir kolaylık vardır”[2] ilkesi gereği
yaşadığı sıkıntılardan sonra Peygamberimiz Mirâc ile ödüllendirilmiş ve büyük
bir teselliye mazhar olmuştur. Mirâc mucizesi tüm inananlara her zorluktan
sonra bir kolaylığın, her üzüntüden sonra bir sevincin olduğunu müjdelemiş ve
Hz. Peygamber’in şahsında tüm mü’minlere önemli mesajlar vermiştir.
Çünkü bu eşsiz hadise, inanmış bir insana Yüce Allah’a manen yükselme
imkânı bahşetmekte, Allah yolunda gayret gösterenlere O’nun yardımının ve
desteğinin çok yakın olduğunu bildirmektedir. Zira Mirâc’da farz kılınan beş
vakit namaz,[3] Müslümana günde beş kez
Rabbinin huzuruna çıkma fırsatı sunmakta ve adeta mü’minin miracı olmaktadır.
Mirâc kandili mü’minler için af, mağfiret ve ilahî rahmete kavuşma
vesilesidir. Bu gece, toplumda birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularının
yaşandığı, insanların birbirleriyle kaynaştığı, kırgınlıkların ve
dargınlıkların sona erdiği bir gecedir. Bu gece, gönüllerin alındığı, fakir ve
kimsesizlerin hatırlandığı, sevgi ve hoşgörünün zirveye ulaştığı bir zaman
dilimidir.
Öyleyse geliniz, bu geceyi en güzel şekilde ihya edelim. Bu gece, fâni
dünyadaki varlığımızı ve yapıp ettiklerimizi bir kez daha gözden geçirelim.
Kendimizle, günahlarımızla, yanlışlarımızla ve hatalarımızla yüzleşelim. Canı
gönülden yapacağımız istiğfar ve tövbeyle Rabbimize iltica edelim. Sadece O’na
yönelelim; sadece O’na inanıp, sadece O’ndan yardım isteyelim.
Bu duygularla idrak edeceğimiz Mirâc Kandilinizi şimdiden tebrik ediyor,
aziz milletimize, âlem-i İslam’a ve bütün insanlığa hayırlar getirmesini Yüce
Allah’tan niyaz ediyorum. (15.08.2008)
Yorumlar
Yorum Gönder