Komşu Hakları (90)
Komşu Hakları (90)
İctimaî hayatımızın aileden sonraki en önemli halkasını komşularımız oluşturmaktadır.
Köyde, kentte, tarlada, bağda, bahçede, iş yerinde bize en yakın kimseler
komşularımızdır. Bu sebeple yüce dinimiz, komşuluk ilişkilerine çok büyük önem
vermiştir.
Kur’an-ı Kerim’de: “[Yalnızca] Allah'a kulluk edin ve O'ndan
başka hiçbir şeye asla ilahlık yakıştırmayın. Anne-babanıza ve yakın
akrabanıza, yetimlere ve muhtaçlara, kendi çevrenizden olan komşulara ve
yabancı komşulara, yanınızdaki-yakınınızdaki (eşinize) arkadaş(ınız)a, yolcuya
ve meşru yollarla malik olduklarınıza (işçilerinize) iyilik yapın. Doğrusu
Allah böbürlenerek küstahça davrananları sevmez”[1] buyurulmaktadır.
Peygamberimiz de bir mü’minin, inancı ne olursa olsun komşularına karşı
sahip olması gereken ahlâkî sorumluluğa sık sık işaret etmiş ve: “Her
kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa komşularına iyilik yapsın”[2] buyurmuşlardır.
Bir başka hadislerinde ise: “Cebrail, bana o kadar çok komşuya iyilik
yapmayı tavsiye ediyordu ki, onun bu ısrarlı tavsiyelerinden Allah’ın komşuyu
komşuya varis kılacağını zannettim”[3] buyurmuşlardır.
Bir diğer hadislerinde ise; “Komşusu zararından emin olmayan kimse
cennete giremez”[4]
buyurmuşlardır.
Komşularımıza karşı iyilik ve ikramda bulunmak, onlarla selamlaşmak,
hasta iseler ziyaretlerine gitmek, ihtiyaç duydukları anda yardımlarına koşmak
görevlerimizdendir. Onların sevinçlerini ve kederlerini paylaşmak, zaman zaman
onlarla hediyeleşmek, düğün ve cenazelerine iştirak etmek, onlara zarar verecek
her türlü hal ve hareketlerden kaçınmak vazifelerimizdendir.
Maalesef yıllardır aynı binada yaşadıkları halde birbirleriyle
tanışmayan, komşuluk ilişkilerine girmeyen kimselerin varlığına şahit oluyoruz.
Oysa merdivenlerde veya asansörde karşılaştığımız bir apartman komşumuza
vereceğimiz bir selam, göstereceğimiz bir güler yüz, pişirdiğimiz yemekten bir
tabak ikram, komşularımız arasında oluşacak sıkı bağların ilk adımını
oluşturabilir. Bilindiği üzere dinimiz İslam, bu tür davranışları sadaka
kapsamında değerlendirmiş ve teşvik etmiştir.
İnsanların aile fertlerinden sonra, en çok yüz yüze geldikleri kimseler
komşularıdır. Zira bir ihtiyaç halinde hemen komşunun kapısı çalınır. Acil bir
durumda veya bir felaketle karşılaşıldığında ilk önce komşularımız yardıma koşar.
Dolayısıyla birbirimize bu kadar yakın olduğumuz komşularımızla ilişkilerimizin
sağlam temeller üzerine oturtulması adeta bir zorunluluktur. Bu itibarla
komşularımızı birer aile ferdimiz gibi görmeli, onların namuslarını kendi
namusumuz bilmeli, mallarını kendi mallarımızı koruduğumuz gibi korumalıyız.
Aramızda yaşanacak problemleri olgunlukla halletmeye çalışmalı, küçük sorunları
görmezlikten gelmeli ve onların bir takım hatalarını abartmamalıyız. Hiçbir
şekilde onlara zarar vermemeli, komşularımızın kabahat ve kusurlarını
araştırmamalı, haklarında kesinlikle dedikodu yapmamalıyız.
Özetle ifade edecek olursak, komşularımızla ilişkileri geliştirme
konusunda bir şeyler yapmak istiyorsak, işe önce kendimizden başlamalı ve iyi
bir komşu olmaya özen göstermeliyiz.
Rabbim cümlemizi komşularının hak ve hukukuna saygı gösteren dürüst ve
erdemli kullarından eylesin. (26.09.2008)
Yorumlar
Yorum Gönder