Bazı Müslümanlar O Dönemde Yaşamış Olsalardı, Asla İman Etmezlerdi!
Günümüzde bazı müslümanlar
eğer şu peygamberlerin yaşadığı dönemde yaşamış olsalardı, şöyle laflar ederler
ve o peygamberin getirdiği vahye/ mesaja asla inanmazlardı:
Örneğin Hz. Âdem’in
yaşadığı dönemde yaşamış olsalardı; “Bu ne biçim peygamber! Çocukları
birbirini öldürüyor. Çocuklarına bile laf geçiremeyen bir adama mı inanacağız?
Hadi canım sen de!” derler ve Hz. Âdem’i “çocuklarının hatası/ günahı/
yanlışı üzerinden yargılar” ve o dine kesinlikle inanmazlardı.
Aynı şekilde Hz. Yakub’un
yaşadığı dönemde yaşamış olsalardı; “Bu ne biçim peygamber! Oğulları bile
onun sözünü dinlemiyor, kardeşleri Yusuf’u kuyuya atıyor. Çocuklarına bile laf
geçiremeyen bir adama mı inanacağız? Hadi canım sen de!” derler ve Hz.
Yakub’u “oğullarının hataları yüzünden yargılar” ve o dine kesinlikle inanmazlardı.
Aynı şekilde Hz. Yusuf’un
yaşadığı dönemde yaşamış olsalardı; “Bu ne biçim peygamberlik! Babadan oğula
geçiyor. Nerede liyakat! Kaldı ki eğer bu adam iyi biri olsaydı kardeşleri onu
kuyuya atmazdı. Şimdi kalkmış ‘ben peygamberim’ diyor. Bu nübüvvet değil
saltanat! Kabul etmiyoruz” derler ve Hz. Yusuf’u “babası Yakub’un
peygamber oluşu ve kardeşlerinin hataları yüzünden yargılar” ve o dine
kesinlikle inanmazlardı.
Aynı şekilde Hz. Dâvud’un
yaşadığı dönemde yaşamış olsalardı; “Bu ne biçim peygamberlik! Babadan oğula
geçiyor. Şimdi de Dâvud’un oğlu Süleyman peygamber olmuş. Hadi canım sen de! Bu
nübüvvet değil saltanat! Kabul etmiyoruz” derler ve Hz. Süleyman’ı
“babası Hz. Dâvud’un peygamber oluşu üzerinden yargılar” ve o dine
kesinlikle inanmazlardı.
Aynı şekilde Hz. Mûsâ’nın
yaşadığı dönemde yaşamış olsalardı; “Bu ne biçim peygamberlik! Kardeşi de
kendisi gibi peygamber oluyor. Bu torpil değil de nedir? Nerde liyakat! İki
kardeş birden peygamber mi olurmuş canım? Bu nübüvvet değil, hanedan kurma çabası!
Kabul etmiyoruz” derler ve Hz. Mûsâ’yı “kardeşi Hz. Hârun’un peygamber
oluşu üzerinden yargılar” ve o dine kesinlikle inanmazlardı.
Aynı şekilde Hz.
İbrahim’in yaşadığı dönemde yaşamış olsalardı; “Bu ne biçim peygamber!
Babası Âzer bile ona inanmıyor. Babasına bile laf geçiremeyen bir adama mı
inanacağız? Hadi canım sen de!” derler ve Hz. İbrahim’i “babasının
müşrikliği üzerinden yargılar” ve o dine kesinlikle inanmazlardı.
Aynı şekilde Hz. Nûh’un
yaşadığı dönemde yaşamış olsalardı; “Bu ne biçim peygamber! Karısı ve oğlu
bile ona inanmıyor. Karısına ve oğluna laf geçiremeyen bir adama mı inanacağız?
Hadi canım sen de!” derler ve Hz. Nûh’u “karısı ve oğlunun inkârı
üzerinden yargılar” ve o dine kesinlikle inanmazlardı.
Aynı şekilde Hz. Lût’un
yaşadığı dönemde yaşamış olsalardı; “Bu ne biçim peygamber! Karısı bile ona
inanmıyor. Karısına bile laf geçiremeyen bir adama mı inanacağız? Hadi canım
sen de!” derler ve Hz. Lût’u “karısının inkârı üzerinden yargılar”
ve o dine kesinlikle inanmazlardı.
Aynı şekilde Hz. Mûsâ’nın
yaşadığı dönemde yaşamış olsalardı; “Bu ne biçim peygamber! Adam, katilin
teki! Cinayet işledi, adam öldürdü, kaçıp gitti. Şimdi kalkmış gelmiş ‘ben
peygamberim’ diyor. Katil bir adama mı inanacağız? Hadi canım sen de!” derler
ve Hz. Mûsâ’yı “işlediği, ama pişman olup tövbe ettiği günah üzerinden
yargılar” ve o dine kesinlikle inanmazlardı.
Sonuç olarak, “suçun
şahsiliği” ilkesini dikkate almayan, “birisinin günahı nedeniyle bir
başkasının yargılanamayacağı” kaidesini (el-En’âm, 6/164; en-Necm, 53/38;
el-Fâtır, 35/18) göz ardı eden, Kur’ân’daki bu kadar örneğe sırtını dönen ve
peygamberleri “babaları, oğulları, kardeşleri veya hanımları üzerinden
yargılayan” insanlar ya cahildir ya da art niyetlidir. Böyle oldukları
müddetçe de doğru kararlar verebilmeleri imkânsızdır. Bu itibarla Firavun’un
karısı Asiye’nin iman edişini esas almayan, âyette haber verilen bu gerçeğe
bilerek ve isteyerek sırtını dönen, sürekli kötü örneklere bakarak karar veren,
duygusal mazeretler üretip kendilerini haklı çıkarmaya çalışan kimseler
kesinlikle “kendilerine zulmedenlerden başkası” değildir. (16.03.2018)
Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Emin SEYHAN
Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Yorumlar
Yorum Gönder