Cinsel İstismar, Çocuk Yaşta Evlilik ve Kanunlar
En sonda söyleyeceğimizi en başta
yazalım. Küçük çocuklara tecavüz edenler, çocuk yaşta olmasına rağmen birisiyle
kaçarak evlenenler ve reşit olmamış kız çocuklarını zorla evlendirenler
yasaları hiçe saydıkları için suçludurlar ve yaptıklarının cezasını çekmelidirler.
Bizim kanaatimize göre kız veya erkek
çocuklarına tecavüz eden namussuzlar, reşit olmamış kız çocuklarını zorla
evlendiren aileler veya çocuk yaştaki kızları kaçırarak evlenmeye yeltenenler
yasalara aykırı hareket ettikleri için mağdur değil suçludurlar.
Dolayısıyla hiçbir suçun cezasız
kalmaması ve bunların hak ettikleri cezaya çarptırılmaları gerekir. Zira herkes
toplumun huzuru için yaşadığı ülkenin yasalarına uymak zorundadır ve kanunlara
uymayanların cezalandırılmaları da normaldir.
Bu itibarla söz konusu kişileri hapisten
kurtarmak için “af çıkarmak/ düzenleme yapmak” normal değil anormal bir
durumdur. Çünkü bir defaya mahsus diyerek hukuk kurallarını çiğnemek, ikinci
kez çiğnemenin kapısını aralayacaktır. Bu işleri yapmaya teşne olanlar
artık cezasız kalan bu iğrenç suçu normal görmeye başlayacak ve toplumda oluşan
yanlış algı nedeniyle başka mağduriyetler ortaya çıkacaktır.
Bu nedenle bir gencin tecavüz ettiği
kızla/ kadınla evlenmesi onu aklamaya yetmez, yetmemelidir. Bu adam en ağır
şekilde cezalandırılmalıdır. “Mağdurla tecavüzcü evlendiyse suç ortadan
kalkmıştır” anlayışı sakat bir anlayıştır. Bu tecavüzcülere ve buna
rıza gösteren çocuğun ailesine en ağır ceza verilmelidir. Zira herkes gözüne
kestirdiği bir kızı arabaya atıp tecavüz ettikten sonra “Ben onunla evlenmek
istiyorum” dediğinde durum ne olacaktır? Anne ve baba istemeye istemeye bu
duruma razı olsa bile devlet buna asla rıza göstermemelidir. Bu saçma zihniyet
acilen ortadan kaldırılmalı ve tarihin çöp sepetine atılmalıdır.
“Ne yapalım erken yaşta evlilik bizim
kültürümüzde var” veya “Romanların
böyle bir yaşam tarzları var, biz de bu sorunu çözmeye çalışıyoruz” gibi
bahanelerle böyle çağdışı bir zihniyeti savunmak doğru değildir. Bu suçu
cezasız bırakmak suçu teşvik anlamına gelecektir. Buna hoşgörü göstermek küçük
çocuklara tecavüzün ve erken yaşta evliliğin önünü açacaktır. Dolayısıyla
18 yaşından önce evlenen gençler, onları teşvik eden/ zorlayan aileler ve bu
zihniyeti savunanlar yasalara aykırı davrandıkları için cezalandırılmalı ve
hepsi hapse atılmalıdır.
Biz çok yönlü olarak meseleye
baktığımızda şu teklifleri sunuyoruz:
1.
Küçük kız/ erkek
çocukları erken yaşta evleneceklerine “reşit oluncaya kadar 12 yıllık
zorunlu temel eğitimi” tamamlamalı ve diplomalarını mutlaka almalıdırlar.
Zira bunlar bu toplumda yaşayacak, çocuk yetiştirecek ve başkalarını
etkileyeceklerdir. Dolayısıyla bir devletin en önemli görevi; yaşadığı
dünyayı ve ülkesini tanıyan eğitimli bireyler yetiştirmektir. Zira iyi bir
eğitim almış bireylerin topluma sağlayacağı katkı çok daha büyük ve önemlidir.
2.
Bütün gençler,
özellikle devlet kurumlarının düzenleyeceği ve dinini doğru kaynaklardan
usulüne uygun öğreneceği “zorunlu seminer programlarına” katılıp “din
eğitimi sertifikası” almalıdır. Sahte tarikatların kucağına düşmemek için
yetkilendirilmiş resmi kurumların organize edeceği bir yıllık programlara
katılıp sınavlarda başarılı olanlar bu belgeyi almaya hak kazanmalıdır. Zira bu
gençler ileride anne ve baba olacak, çocuklarının dini sorularına cevap verecek
ve onlara örnek olacaklardır. Bu bakımdan sahte cemaatlerin/ tarikatların/
terör örgütlerinin kucağına düşmemek ve evlatlarını iyi yetiştirebilmek için
gençlerin zamanında sağlam dini bilgiler edinmesi şarttır.
3.
Bütün gençler, iyi
bir anne-baba ve eş olabilmek için devlet kurumlarının düzenleyeceği evlilik
öncesi zorunlu seminer programlarına katılıp “evlilik ehliyeti” almalıdır.
Boşanmaların ve aile içi şiddetin en aza indirilmesi için yetkilendirilmiş
resmi kurumların organize edeceği bir yıllık programlara katılıp sınavlarda
başarılı olanlar bu belgeyi almaya ve evlenmeye hak kazanmalıdır. Devlet,
karısına/ kocasına nasıl davranacağını bilmeyen, evliliğin amacını idrak
etmeyen, evliliği sadece cinsel ihtiyaçları karşılama kurumu zanneden
bireylerin evlenmesine asla izin vermemelidir. Öyle ki evlilik ehliyeti
uygulaması daha da geliştirilmeli ve tüm dünyaya model olacak seviyeye/
olgunluğa getirilmelidir.
Özetle, 18 yaşını dolduruncaya kadar
bu üç temel eğitimi tamamlayıp diplomalarını/ belgelerini/
sertifikalarını alan ve hayata hazır hale gelen genç kız ve erkekler
evlendirilmeli, bu şartları taşımayanların evlenmelerine asla ama asla müsaade
edilmemelidir. Yasalara aykırı hareket edenler ise yaptıklarının karşılığını
almalı, kesinlikle bunları acınmamalı ve bu üç temel eğitimin kalıcı ve
sürdürülebilir kılınması için gereken bütün yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Sonuç olarak, “erken yaşta evlilik
uygulaması” halkının büyük çoğunluğu müslüman olan bu ülkeye yakışmamaktadır ve
bu topraklardan ebediyen kaldırılmalıdır. Bunun için her türlü hukuki önlem
alınmalı ve suçlular da hak ettikleri cezaya çarptırılmalıdır. Hiçbir kimse
böyle bir suçu işledikten sonra “af beklentisi” veya “yeni düzenleme” arayışına
girmemelidir. Kanaatimizce toplumun huzuru ve refahı ve İslâm’ın tüm dünyaya
doğru dürüst temsil ve tebliğ edebilmesi için bu saydıklarımızın derhal hayata
geçirilmesi elzemdir. Çünkü toplumun sorunlarına köklü ve kalıcı çözümler
üretmeyen, ortak aklı devre dışı bırakan ve palyatif tedbirlerle milletin
zamanını çalan kişi ülkeye yarar değil zarar verecektir. Bu itibarla ülkesini
ve milletini seven bir ferdin kısa ve orta vadeli değil, uzun vadeli
çözümlerden yana olması hem kendinin hem de tüm insanlığın yararına olacaktır.
(22.12.2016)
Yrd. Doç. Dr. Ahmet
Emin SEYHAN
Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Öğretim Üyesi
Yorumlar
Yorum Gönder