Eşcinsellik Doğuştan Değil, Sonradan Kazanılan Bir Sapkınlıktır (213)
Kültürümüzde homoseksüeller için
kullanılan “ibne” sözcüğü küfür ve hakaret ifade eden argo bir
kelimedir. Zira inancımız ve kültürel değerlerimiz homoseksüelliği asla kabul
etmemiş ve normal karşılamamıştır; bundan sonra da karşılaması mümkün değildir.
Çünkü kutsal kitabımız Kur’ân, bu eylemin çirkin bir davranış olduğunu
Lût Peygamberin kendi toplumuna hitaben yaptığı şu konuşmadaki sözleriyle haber
vermekte ve tüm insanlığı dolaylı olarak uyarmaktadır:
“İnsanların içinden (doğal ve hukuken meşru olan cinsi bırakıp da)
erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Hem de, Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizden
uzaklaşarak? Yoo, siz her türlü ölçüyü aşan azgın bir toplumsunuz!”[1]
Kur’ân’da ifade edildiği üzere bu haklı uyarılara öfkelenen Lût kavmi
peygamberlerini şehirden kovmakla tehdit etmişlerdir.[2]
Bunun üzerine Lût da (a.s.) onlara şöyle karşılık vermiştir:
“İyi bilin ki, ben bu sizin yaptıklarınızı sonuna kadar nefretle kınayan
ve sizin gibi bir toplumun üyesi olmayı reddeden biri olarak kalmaya devam
edeceğim.”[3]
Görüldüğü üzere Kur’ân, eşcinselliği açıkça kınamaktadır. (Bu arada, eğer
eşcinsellik bu şekilde kınanıyorsa lezbiyenliğin
de aynı şekilde kınanacağında hiçbir şüphe yoktur. Zira her ikisi de
mahiyeti itibarıyla aynıdır; şeytana uyarak hedonist/sapkınca/azgınca arzu ve
eğilimlere tabi olmanın sonucudur.)
Kur’ân’da başka âyetlerde bu haddi aşan davranışı yapanlar şu şekilde
eleştirilmekte ve inananlar bu fiilden şiddetle men edilmektedir:
“Lût’u da Peygamber olarak
gönderdik. Hani o kavmine şöyle demişti: “Sizden evvel dünyada hiç kimsenin
yapmadığı iğrenç bir işi nasıl yapıyorsunuz? Kadınları bırakıp, şehvetle
erkeklere yaklaşıyorsunuz: Yoo, siz gerçekten ölçüyü aşan bir topluluksunuz!”[4]
“Lût’u da (Peygamber olarak gönderdik.) Hani o, kavmine şöyle demişti:
“Bu çirkin eylemi, [insanın yapı ve yaratılışına aykırı olduğunu] göre göre,
nasıl işliyorsunuz? Gerçekten, kadınları bırakıp da, şehvetle erkeklere mi
yöneliyorsunuz? Hayır, işin gerçeği, siz [hakka karşı körlüğü,] bilinçsizliği
seçmiş bir toplumsunuz!”[5]
“Lût [da Bizden aldığı ilhamla] kavmine şöyle seslenmişti: “Siz,
kesinlikle, dünyada daha önce hiç kimsenin yapmadığı hayasızca şeyler
yapıyorsunuz! Siz, erkeklere [azgın bir şehvetle] yaklaşıp [cinsler arasında
tabii olan] yolu kapatmıyor musunuz? Ve bu utanç verici suçları [açık]
toplantılarınızda işlemiyor musunuz? Ama kavmi, “Peki,” diye cevap verdi, “eğer
doğruları söyleyenlerden isen, başımıza Allah'ın azabını getir bakalım! [Bunun
üzerine Lût] “Ey Rabbim!” diye yalvardı, “Bozgunculuğa ve yozlaşmaya yol açan
bu insanlara karşı bana yardım et!”[6]
Bunun üzerine Allah Tealâ Lût’un (as) yaptığı bu duayı kabul etti,
azgınca davranışlarında ısrar eden ve peygamberlerini dinlemeyen o sapkın
toplumu helak etti. Âyetleri birlikte okuyalım.
“Ve onların üzerine [yok
edici] bir yağmur yağdırdık; uyarıl[dıkları halde aldırmay]anların
uğradığı bu yağmur ne korkunç bir yağmurdur!”[7] “Onlara azab emrimiz gelince, o memleketin üstünü altına getirdik ve
üzerlerine, arka arkaya (volkanik patlama sonucu oluşan) ateşte pişirilmiş
çamurdan taşlar yağdırdık. O taşlar ki, [günaha gömülüp gitmiş böyle toplumları
tepelemek için] Rabbinin katında hazırlanmış, işaretlenmiştir. O taşlar
ki, zalimlerin başından hiç eksik olmaz!”[8]
Bütün bu âyetler, Lût kavminin yaptığı sapkın davranışı eleştirmekte ve
kınamaktadır. Hal böyleyken hâlâ
eşcinselliği savunmak ve “Eşcinselliğin
doğrudan haram olduğunu söyleyen hiçbir âyet yok ki?” diye küstahça
tavırlar takınmak Kur’ân’ı ve metodunu zerre kadar bilmemek ve anlamamak
demektir. Hatada ısrar etmektir. Aklı kullanmayıp heva ve hevesiyle
hareket etmeye devam etmektir. Kendi yaptığı hayasızlığa kılıf bulmaya çalışmaktır.
Şurası bir gerçek ki güneş balçıkla sıvanmaz. Zira Kur’ân, böyle
ahlaksızca davranışı yapmakta ısrar eden Lût Peygamberi ziyarete gelmiş insan
suretindeki meleklere bile saldırmayı ve onların ırzlarına geçmeyi[9]
planlayacak kadar gözü dönmüş o toplumun bu yüzden nasıl helak edildiğini
açıkça anlattığı halde, hâlâ başka bir âyet aramak işi yokuşa sürmek densizliğinden/aymazlığından
başkası değildir. Aklını ve iradesini şeytanın emrine veren kişinin nasıl da
azgınlaşıp yanlış kararlar aldığını gösteren bu örnek olay, aklını kullanmayı
isteyen ve sağlıklı tefekkürün hakkını verenler için yeterince aydınlatıcıdır.
Kısaca ifade etmek gerekirse eşcinsellik Kur’ân’ın şiddetle eleştirdiği
ahlaksızca bir davranıştır; bu sapkınlığı İslâm’ın hiçbir şekilde onaylaması
söz konusu değildir.
Öte yandan eşcinselliğin “doğuştan” değil “sonradan kazanılan kötü bir
alışkanlık, davranış bozukluğu, psikolojik hastalık” olduğu konusuna gelince bu
konuda Cenk adında bir okuyucumun yazdıklarını sizlerle paylaşmak isterim.
Avrupa’da yaşayan Cenk kardeşimiz bu sapkınca davranışın iddia edildiği
gibi doğuştan değil “sonradan kazanıldığını” gönderdiği mektubunda özetle şöyle
açıklamaktadır:
“Ahmet Bey,
“Merhabalar. Bir yazınızla karşılaştım internette. Ben de bu duyguları
yoğun olarak yaşamış, Rabbimin izni ile gerçek kimliğimi inşa etme yolunda çok
önemli adımlar atmış biriyim. Bazı TV programlarında eşcinsellere özgürlük adı
altında kendilerini normal gösterme adına ideolojik bir dava gibi
savunanlar var. Bu duyguları yaşamış biri olarak o kadar yanlış yaptıklarını,
konuşurken bile kendileri ile çeliştiklerini görüyorum. Gördükçe de çaresizce
bu ideolojiye inanan insanlarımızın bir bir etkilendiğini bilmek beni üzüyor
tabiki.”
“Mesela geçen O… B…’in bir programında Barbaros adında aşikâre
davranışlarını ifade eden kişi hem eşcinselliğin normal olduğunu savunuyor… Az
sonra da kendi sözlerinin içinde bir yerde de “otobüste fordculardan az
çekmedim” diyor. Yahu kardeşim anlasana… O fordcu tacizciler senin kimliğini
çaldı, seni otobüste taciz edip, cinsel kimliğini altüst etti. Hem bunu
diyorsun hem de tutmuş eşcinsellik doğuştandır ve doğaldır diyorsun… Olacak şey
mi bu??”
“Hocam, bu duyguların doğal olmadığını yani doğuştan olmadığını hani
derler ya feriştahi gelse ispat ederim…”
“Çünkü kendi hayatımdan biliyorum konuştuğum
kişilerden biliyorum. Başta diyorlar ben böyle doğmuşum, sonra konuştukca
diyorlar ki “babamdan nefret ederim, annem çok baskıcıydı, filan beni taciz
etti” vs...
“Hani doğuştandı???? Madem doğuştandı hayatının belli bir döneminde
nasıl bir kıza aşık oldun???? Evlendin… Yıllarca evliliği sürdürdün… Sonra gay
chat sitelerine musallat olunca ben gayim demeye başladın… Madem doğuştandı,
nasıl aşık olabildin bir kıza???? Madem
doğuştan ve bu eşcinsellik normaldi de bu hayatında stresin sıkıntının arttığı
dönemlerde neden eşcinsel duyguların artıyor???
“Stresli olan bir kişi stresli iken eşine yaklaşmak istemez, ama
stresi had safada olan bu duygulara sahip kişi kendini hemen bir erkeğin kucağına
atmak ister… Stresinden öyle kurtulmaya çalışır... Bunun streslenince sigara
canı çeken, içkiye kendini vurandan ne farkı var????”
“Bu duyguları yaşıyanları
normal göreceksek, aile içi ensest ilişkiyi normal görenlere de müsade edelim o
zaman???? Çocuk tacizciler mutlu olsun diye, bazı çocuklarımız onlara feda
edelim… Olur mu hiç böyle bir şey????
“Velhasılı hocam, bunların hiçbir tutar dalları yok. Sadece örgütlenmişler… Yanlışı yüksek sesle dile getiriyorlar…
O yüzden bizlerin de toplumu bilinçlendirmemiz lazım.”
“Hocam, sizi tanımıyorum, sadece yazınızı okudum… Umarım bu konuda
toplumun bilinçlenmesi için siz de bir ses olursunuz… Ben ve benim gibiler müspet
gayretlerde bulunur. Eğer bunu yapmazsak, vebali çok olacak, hakkı hakkıyla
ifade etmediğimiz için... Hocam, ben Avrupa’da gay kiliseler olduğu gibi Türkiye’de
de gay camilerinin olmasından korkuyorum… gay imamlar olur diye endişeler
taşıyorum… Lütfen bu konuda bir şeyler yapılsın…”
“Hocam konuşulacak çok sey var. Ama bütün bunların iyi bir program dâhilinde
topluma doğru ifade edilmesi gerekir... O yazınızda bir kişiden bahsetmişsiniz.
O kişi ortak birşeyler yapmak isterse ben kendimce birşeyler yapmaya çalışıyorum...
Birlikte yapabiliriz. Ben danışmalık sürecini yurt dışında aldım ve bilgi ve
tecrübelerimi İstanbul’da bir psikolog ile paylaştım. O sağ olsun insanlara
yardımcı oluyor. İnşallah daha da güzel şeyler oluyor ve olacak... Kalın
sağlıcakla… Cenk Y…..”
Görüldüğü üzere okuyucumun da ifade ettiği gibi eşcinsellik “doğuştan
değil sonradan kazanılan” kötü bir alışkanlıktır. Bunun tedavisi, kişinin kendi
elindedir. Böyle kişiler tedaviyi yanlış yerlerde aramaktan vazgeçmelidir.
Şurası bir gerçektir ki, homoseksüellik İslâm’a
göre kesinlikle haramdır. Kaldı ki kadınlara arkadan yaklaşmayı haram sayan bir
dinin erkeklere arkadan yaklaşılmasını normal karşılaması da zaten düşünülemez.
Dolayısıyla bu yanlış yola girenlerin derhal dönmeleri kendi hayırlarınadır.
İnatlaşanların ve akıllarını kullanmayanların her iki dünyada da
kaybedeceklerinde hiçbir şüphe yoktur. (29.03.2012)
Yorumlar
Yorum Gönder