Nasıl da Döndürülüyorsunuz? (143)

 

Nasıl da Döndürülüyorsunuz? (143)

Hayatının her anında sürekli kararlar vermek durumunda olan insanoğlu sağlıklı tefekkürün hakkını vermediği zaman çok yanlışlar yapabilir, yoldan çıkabilir, savrulabilir, tepetaklak olabilir ve aldığı o kötü kararların doğal bir sonucu olarak dünyasını ve ahiretini mahvedebilir. Her ne kadar verdiği o yanlış kararlar kendisine kısa vadede bir takım avantajlar sağlasa ve karlı/kazançlıymış gibi görünse de uzun vadede ona mutlaka kaybettirir. Zira şeytanın vesveselerine ve şeytanlaşmış insanların kötü telkinlerine kapılan, peşlerinden giden ve onların dediklerinin aynısı yapan birisi “böyle acı bir sonu” kendisi hazırlamıştır.

Bu nedenledir ki Yüce Allah, “sağlam deliller” yerine zannın/dedikodunun/ön yargıların peşine takılan, sağlıklı tefekkürün hakkını vermeyen, anlama, kavrama, sezme, yorumlama, analiz etme, çözümleme melekelerini dumura uğratan kimselerin acınası halini ifade ederken “Nasıl da döndürülüyorlar!” diyerek haktan/adaletten/doğrudan/gerçeklerden uzaklaşanların perişan hallerine dikkat çekmiştir. Daha önceki insanların da aynı yanlışları yaptığını söyleyerek kıyamete kadar gelecek bütün insanları aynı hataya düşmemeleri konusunda ikaz etmiştir.

Gerçekten de bir duruşu, ilkesi, sabiteleri ve kırmızıçizgileri olmayanın, sağlam parametrelere dayalı paradigmalardan kendini yoksun bırakanın, rüzgârın önündeki yaprak misali oraya buraya savrulanın, omurgasız ve çapsızların haktan döndürüldüklerinden söz ederken onların şeytan ve taraftarlarının arzuları istikametinde hareket ettiklerini, hoşlarına giden şeyleri yaparak ve sorumluluk almayarak başarılı olacaklarını zannettiklerini, böyle bir sonu bilerek ve isteyerek kendilerinin hazırladığını, bu nedenle de savrulup gittiklerini, böyle yapmalarının sebebinin ise ilke/kural/prensip tanımamazlıkları olduğunu ifade etmiştir.

Çünkü Yüce Allah’a ve ahiret gününe bütün kalpleriyle inanmayanları “şeytan ve taraftarlarının” haktan döndürmesi çok kolay olur.

Hayatının her anında Allah’tan yana bir bilinç ve duyarlılık içinde olmayanları, Allah yokmuş gibi yaşayanları “şeytan ve taraftarlarının” haktan döndürmesi çok kolay olur.

İslâm’ın ilkelerini hayatının merkezine yerleştirmeyenleri “şeytan ve taraftarlarının” haktan döndürmesi çok kolay olur.

Allah’a şükretmeyi unutup nankörleşenleri “şeytan ve taraftarlarının” haktan döndürmesi çok kolay olur.

Ahireti, hesabı ve mizanı unutup sürekli dünyaya yatırım yapanları “şeytan ve taraftarlarının” haktan döndürmesi çok kolay olur.

Doğru, dürüst, ahlaklı, ilkeli, kararlı, cesur, erdemli olmayanları “şeytan ve taraftarlarının” haktan döndürmesi çok kolay olur.

İbadetlerinde devamlı ve duyarlı olmayanları “şeytan ve taraftarlarının” haktan döndürmesi çok kolay olur.

Yüce Allah’ın rızası yerine insanların alkış, övgü ve takdirini bekleyenleri/ önemseyenleri/önceleyenleri “şeytan ve taraftarlarının” haktan döndürmesi çok kolay olur.

Kur’ân ve sahih sünnetin ilkeleri yerine arzularının, zevklerinin, heveslerinin, ihtiraslarının peşinde koşanları “şeytan ve taraftarlarının” haktan döndürmesi çok kolay olur.

Gözünü makam, mevki, rütbe, unvan, para, servet, şan, şöhret hırsı bürüyenleri şeytan ve taraftarlarının haktan döndürmesi çok kolay olur.

Yahudi, hıristiyan, budist, müşrik, ateist, deist, agnostik, nihilist olanlara şirin görünmeye çalışanları “şeytan ve taraftarlarının” haktan döndürmesi çok kolay olur.

İşi gücü fitne/fesat çıkarmak, birlik ve beraberliği bozmak, ayrılıkçı hareketleri desteklemek olanları “şeytan ve taraftarlarının” haktan döndürmesi çok kolay olur.

Cinayet işleyen, hırsızlık yapan, yalan söyleyen, iftira atan, gıybet eden, yetimin hakkını yiyenleri “şeytan ve taraftarlarının” haktan döndürmesi çok kolay olur.

Allah, peygamber, İslam, tasavvuf, zikir, şefaat vs. diyerek insanları Allah ile aldatanları “şeytan ve taraftarlarının” haktan döndürmesi çok kolay olur.

Kibir abidelerini, kendini beğenmişleri, kifayetsiz muhterisleri ve açgözlüleri “şeytan ve taraftarlarının” haktan döndürmesi çok kolay olur.

Kıskanç, bencil, egoist, narsist ve hedonistleri “şeytan ve taraftarlarının” haktan döndürmesi çok kolay olur.

Allah’tan başka varlıklara, sahte kutsallara ve taştan/tunçtan/ağaçtan yapılmış putlara tapanları “şeytan ve taraftarlarının” haktan döndürmesi çok kolay olur.

Muska, fal, büyü, sihir, cin ve astroloji ile uğraşanları, gaybı bildiğini iddia edenleri ve bu sahtekârlara inananları “şeytan ve taraftarlarının” haktan döndürmesi çok kolay olur.

Sonuç olarak, Kur’ân ve sahih sünnetin genel ilke, amaç, maksat, gaye ve hedeflerinden uzaklaşan, ahirette hesap vereceğini unutan, ibadetlerinde devamlı ve duyarlı olmayan, ahlakını güzelleştirmek için çabalamayan, sahte varlıklara tapan, sağlıklı tefekkürün hakkını vermeyen, sorumsuzluğu, kolaycılığı, nemelazımcılığı ve tembelliği kişiliğinin/ karakterinin bir parçası haline getiren insanların haktan uzaklaşmaları/döndürülmeleri/ sapıtmaları “şeytan ve taraftarlarının” peşine takılmaları onları bekleyen kaçınılmaz acı sondur. (13.11.2009)

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur!

Evlilik Kader midir? II (362)

Uydurma Rivâyetler ve Mehmet Akif Ersoy’un Uyarısı (236)