Çıkar Hesabı Yapanlar Hep Kaybetmişlerdir! (330)
Maddî ve manevî çıkar hesabı yapan, dünyevî
menfaatler elde etmek için evrensel hukuk ve ahlak ilkelerinden taviz veren,
yanlışta ısrar eden ne kadar insan tanıdıysam hepsi daha bu dünyada iken rezil
oldular ve kaybettiler.
Kur’an ve sünnetin emrettiği gibi yaşamadan, Hz.
Peygamber’e ittiba etmeden kısa yoldan kolayca cennete girmeyi arzulayarak
sahte bir şeyhin/yarım hocanın eteğine yapışarak onun kulu kölesi olan ve Yüce
Allah’ı unutanlar daha bu dünyadayken rezil ve rüsva olmaktan kurtulamadılar.
Çünkü adamların niyetleri bozuktu ve o yüzden de kaybetmeleri kaçınılmaz oldu.
Nitekim “iyi niyetle” bir liderin/hocanın/imamın/şeyhin
peşinden giden, sırf Yüce Allah’ın rızasını gözeten bir mü’min eğer bu
duruşunda samimiyse peşine takıldığı o kimse yanlış üstüne yanlış yaptığında
derhal kendisine gelmekte, hakikati daha çabuk fark etmekte, o adamdan
uzaklaşmakta ve “iyi niyetinin bir
karşılığı olarak”[1] Yüce Allah tarafından tekrar doğru yola iletilmektedir.
Ancak, aynı kişi maddî ve manevî çıkar hesabıyla
bir liderin/hocanın/imamın/şeyhin peşinden gidiyorsa, Yüce Allah’ın rızasını
hiç hesaba katmıyorsa, peşinden gittiği o şahıs da yanlış üstüne yanlış
yapıyorsa, böyle bir kişi hatasını bir türlü anlayamamakta, körü körüne o
sahtekârın peşinden gitmeye devam etmekte ve “kötü niyetinin karşılığı olarak”[2] da Yüce Allah onu şeytanı ve şeytanlaşmış insanlarla baş başa
bırakmaktadır.
Görüldüğü üzere niyet hayır ise akıbet de hayır olmakta, niyet şer olunca netice de şer
olmaktadır. Çünkü niyeti bozuk adamın basireti ve feraseti bağlanmakta,
muhakeme yeteneğini kaybetmekte, aşkın gözü kör olduğu için taptığı adamın
yanlışlarını bir türlü görememekte, kendisini uyaranlara düşman olmakta ve
hiçbir zaman doğru karar verememektedir. Netice olarak da dost edindiği şeytan
onu bir kukla gibi kullanmakta,[3] daha sonra da kaldırıp bir kenara atmaktadır.
Özetle, maddî ve manevî çıkar hesabı yaparak sahte
din adamı, sahte kanaat önderi, sahte lider, sahte mehdi ve sahte hocaların
peşinden giden “menfaatperestler” her zaman kaybetmişlerdir. İyi niyetle ve
ihlasla dine hizmet etmek isteyenler ise doğru söze kulak vermiş, derhal hatadan
dönüp kendilerine gelmişlerdir. Yüce Allah da onlara çıkış/kurtuluş yollarını
göstermiş,[4] yanlışlarını
görmelerine imkân sağlayacak basiret ve feraseti nasip etmiştir. Ancak
diğerleri ise çırpındıkça daha da batmış, zulüm üstüne zulüm yapmış, hidayetten
dalâlete sapmış, hem dünyalarını hem de ahiretlerini göz göre göre
kaybetmişlerdir. (15.05.2015)
Yorumlar
Yorum Gönder