Mevlid-i Nebî Haftası Etkinlikleri İçin Bir Öneri (243)
Bilindiği üzere Mevlid-i Nebî
Haftası Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından halkımızın da desteği ve
katılımıyla yıllardır kutlanmaktadır. Bir hafta boyunca yurdun her köşesinde
Hz. Peygamber’in bir yönü ele alınıp anlatılmaktadır. Ayrıca Mevlid-i Nebî Haftası süresince
çeşitli etkinlikler planlanmakta ve gerçekleştirilmektedir.
Biz her yıl yeni ve farklı bir etkinlik planlanmasını doğru bulmakla
beraber, kurumsallaşmış ve gelenekselleşmiş kalıcı faaliyetlerin daha önemli
olduğunu düşünüyoruz. Bunun için de “Mevlid-i
Nebî Haftası Spor Müsabakalarının” yapılmasını teklif ediyoruz.
Her yıl gençlere yönelik düzenli olarak gerçekleştirilecek bu
faaliyetlerle Hz. Peygamber gençlerin zihinlerine yerleştirilecek ve bu
yarışmalara hazırlanan çocuklar ve gençler sürekli Hz. Peygamber’i konuşma
fırsatı bulacaklardır. Bu itibarla biz yaşlılardan daha ziyade çocukların/gençlerin
Hz. Peygamber’i tanımalarını ve sevmelerini önemsiyoruz.
Her ilin ve ilçenin şartlarına göre farklı spor dallarında her yıl
düzenli olarak yapılacak bu yarışmalarda gençler mücadele edeceklerdir.
İlkokul, ortaokul, lise ve üniversite öğrencileri arasında bu yarışmaların
düzenlenmesi mümkündür.
Nitekim müsabakalara hazırlanan gençler böylece kötü alışkanlıklardan
uzaklaşacak, futbol sahalarında ve spor komplekslerinde antrenman yaptıkları
için daha sağlıklı olacaklardır.
Alacakları ödüller ile kendilerine güvenleri artacak ilerleyen yıllarda
hem yurt içinde hem yurt dışında Türkiye’yi uzmanlaştıkları spor dalında temsil
edeceklerdir.
Atletizm, futbol, voleybol, basketbol, hentbol, güreş, masa tenisi,
satranç vb. uygun spor dallarında yapılacak yarışmalar hem erkeklerin hem
kızların katılımıyla gerçekleştirilecek, müsabakalara hazırlanan gençler bu
vesileyle bir araya gelecek, tanışıp kaynaşacak milli birlik ve beraberlik de
güç kazanacaktır.
Mevlid-i Nebî Haftası nedeniyle
bir araya gelen gençler ve aileleri bu yarışmaların adına düzenlendiği Hz.
Peygamber’i tanıma fırsatı bulacak ve sürekli onu konuşacaklardır.
Mevlid-i Nebî Haftası’ndan çok önce
bu yarışmaların tamamlanması ve ödül töreninin bu hafta içerisinde görkemli bir
şekilde yapılması da önerilerimiz arasındadır. Sadece birinci, ikinci ve
üçüncüye değil, ilk on dereceye giren öğrencilere mutlaka ödüller verilmelidir.
Gençleri bu yarışmalara teşvik edecek derecede iyi ve kaliteli ödüller
konulmalı ve sponsorlar Hz. Peygamber söz konusu olduğunda hiçbir fedakârlıktan
kaçınmamalıdır. Madalyalar, kupalar, altınlar veya para ödülleri özendirici ve
teşvik edici olmalıdır. Dostlar alış verişte görsün kabilinden yapılacak baştan
savma müsabakaların kalıcı ve düzenli olamayacağı, katılımın düşeceği ve
zamanla unutulup gideceği de bilinmelidir.
Öte yandan her yıl yarışma alanları çeşitlendirilmeli, gençler sportif
faaliyetlere özendirilmeli ve onlara ekip/takım ruhu ile çalışma ve hareket
etme şuuru kazandırılmalıdır.
Kanaatimizce Hz. Peygamber’in eşi Hz. Âişe ile birlikte koşu
yaptıklarını, kendi aralarında yarış ettiklerini vaaz ve konferanslarda
anlatmak artık yeterli değildir. Hz. Peygamber’in gençleri yüzmeye, atıcılığa
ve biniciliğe teşvik ettiği sadece sözde kalmamalı, bizzat Mevlid-i Nebî Haftası’nda düzenlenecek
müsabakalarla gençlere gösterilerek öğretilmelidir. Sözden ziyade eyleme
geçmenin önemli olduğu her zaman akılda tutulmalıdır. Çünkü Hz. Peygamber herkese
olduğu gibi gençler için de örnek ve ideal bir insandır.
Mevlid-i Nebî Haftası’nda Hz.
Peygamber’i anmak ve tanımak adına her türlü güzel ve etkileyici faaliyetlere
imza atılmalıdır. Yoksa Hz. Peygamber arkasından gözyaşı dökülen tatlı bir anı
olarak hatıralarda kalmamalıdır. Hz. Peygamber’in hatırası ile yaşamak ve
ağlayarak onu anmak asla yeterli değildir.
Hz. Peygamber’i arkasından gözyaşı dökülen birisi olarak görmek ve
göstermek yanlıştır. Onun sakalına ve hırkasına saygı göstermekle iş
bitmemekte, tam tersine yeni başlamaktadır. O her zaman önde giden ve yol
gösteren bir liderdir. Dolayısıyla Hz. Peygamber gençlere böyle tanıtılmalıdır.
Önemli olan ahlâken ona benzemek ve onun misyonunu gerçekleştirmek için
çabalamaktır. Zira onun sahih sünneti müslümanlar için bir rehber ve kaynaktır.
Mevlid-i Nebî Haftası’nda yapılan
vaaz ve konferanslarda Hz. Peygamber’den bir efsane ve mitoloji kahramanı
olarak bahsetmek de yanlıştır ve artık bu da terk edilmelidir. O, her zaman
birlikte yaşanılması ve örnek alınması gereken samimi bir dost görülmeli ve
öyle tanıtılmalıdır. Hz. Peygamber her zaman mü’minlerin hayatında güncelliğini
korumalıdır.
Kur’ân’ın bize tanıttığı beşer-rasûl müslümanlara doğru dürüst
anlatılmalıdır. Çünkü Hz. Peygamber tarihin konusu değildir. O, Kur’ân’ı
getirip görevini tamamlamıştır ama onun getirdiği Kur’ân’ı tebliğ görevi,
kıyamete kadar devam edecektir. Bu nedenle onun yaşayarak tanıttığı İslâm’ı
temsil ve tebliğ vazifesi ölümsüzdür. Dolayısıyla Hz. Peygamber’in İslâm’ı
tebliğ mirası ümmetinin omuzlarındadır.[1] Hz.
Peygamber’in risalet mirasına layık varisler olmak için onun sünnetinin ilkelerini
doğru anlamak ve sürekli güncellemek gerekir.
Sonuç olarak, “Mevlid-i Nebî
Haftası Spor Müsabakaları” böyle bir güncelleme fikrinden neşet etmiştir.
Bu makaleyi okuyanlar eğer ikna olur, bu konuda toplumsal bir bilinç oluşur,
talepler güçlü bir şekilde seslendirilir ve fikirler eyleme dönüşürse Hz.
Peygamber’i gerçek anlamda sevmenin ve sevdirmenin gereği de yerine getirilmiş
olur. Dolayısıyla teklifimiz olan “Mevlid-i
Nebî Haftası Spor Müsabakaları” projesinin doğru, yerinde ve faydalı
olup olmadığı, muhtemel zararları ve risklerinin neler olabileceği konunun
uzmanları tarafından tartışılmalı ve bu fikir daha da olgunlaştırılmalıdır. Bu
takdirde müsabakalardan daha iyi sonuç alınması söz konusu olabilir. Eğer bu
teklifimiz sonucu Hz. Peygamber çocuklara, gençlere ve topluma daha doğru
tanıtılır, insanlar tarafından sevilir, örnek alınır, onun kadri ve kıymeti
bilinirse bizim önerimiz de amacına ulaşmış olur. Böyle bir projeye sırf Allah
rızasını gözeterek ve Hz. Peygamber’e ittibâ görevi sebebiyle sahip çıkıp
destek olacak kâmil mü’minler ise bunun mükâfatını ahirette zaten fazlasıyla alacaklardır.
(05.04.2013)
Yorumlar
Yorum Gönder