Kürtajı Savunanlar Bu Mektubu Mutlaka Okumalı (219)
Kürtajla ilgili düşüncelerimizi bir sonraki yazımızın konusu yapacağımızı
ifade ederek anne karnında hunharca katledilen minik bir yavrunun annesine
yazdığı şu mektubun dikkatle okunmasını ve herkesin kendisini bu bebeğin yerine
koyarak düşünmesini ısrarla tavsiye ederim.
İşte anne karnındaki bir bebeğin
annesine yazdığı o mektup:
5 Ekim:
Bugün var edildim. Buradayım. Varım. Müthiş bir duygu bu... Var olduğumu
henüz annem ve babam bilmiyorlar. Bir elma çekirdeğinden bile küçüğüm. Ama ne
de olsa, ben benim. Varım ya! Bu bana yetiyor. Henüz bedenim belli belirsiz, yüzüm yok ama varlığımı ve benliğimi
hissedebiliyorum. Bir kız olacağım ve baharda çiçekleri seveceğim.
19 Ekim:
Biraz büyüdüm. Kımıldamam mümkün değil. Annem henüz benim farkında değil,
ama onun kanıyla besleniyorum. Annemin kalbinde dolaşıp gelen o sımsıcak kan
bana da ulaşıyor. Beni sevecek bir
kalbin kıpırtılarını şimdiden hissediyorum. Annem beni çok sevecek.
Annem için güzel bir sürpriz olacağım ben.
23 Ekim:
Hiç göremediğim bir el ağzımı biçimlendirmeye başladı. Dudaklarımda onun
dokunuşunu hissediyorum. Bu "el"in dokunduğu yerler dudağım damağım
oluyor. Düşünün bir yıl sonra bu elin dokunduğu yerde tebessümler açacak,
güleceğim. Dudağımdan ve dilimden sözler dökülecek. Herhalde önce "Anne!"
diyeceğim.
Anneee duyuyor musun beni? Seninle konuşacağım. Sana güleceğim. Kimilerine göre ben daha var değilmişim...
Nasıl olur? Varım ve gülücükler
sunacak dudaklarım da olmak üzere... Ben varım ve burdayım...
Hem şunu bilmiyor mu bu insanlar: Bir
ekmek kırıntısı ne kadar küçük olursa olsun o yine de bir ekmektir. Öyle
değil mi anneciğim? Ah bir konuşabilsem seninle!
27 Ekim:
Bugün pek mutluyum. İçimde tatlı bir kıpırtı başladı. Artık bir kalbim var. Kalbim atmaya başladı.
Hayatım boyunca böyle atıp duracak. Sevgilerle dolduracağım o kalbimi.
Tıpkı annemin ki gibi... Annem bedeninde iki kalbin birden atmaya başladığını
bilseydi ne kadar sevinirdi! Duyuyor musun anneeeee?
2 Kasım:
Her gün biraz daha büyüyorum. Kollarım ve bacaklarım da biçimlenmeye
başladı. Hele bir büyüsün kollarım bak nasıl kucaklayacağım seni anneciğimmm!!!
Şu ayaklarım tamamlansın da, beraber çiçekli bahçemizde yürürüz. Belki
birlikte okula gideriz değil mi anneeee?
12 Kasım:
Ah evet!!! Bunlar, bunlar ne kadar sevimli ve küçük şeyler. Aman Allah'ım
parmaklarım da çıkmaya başladı. Bunlarla çiçek toplayacağım, annemin elini
tutacağım, kalem tutacağım. Belki de güzel bir şiir yazacağım.
Anneciğimmm, orada mısın? Biliyor musun ellerimi ellerinin arasına koymak
için sabırsızlanıyorum.
20 Kasım:
Oh, nihayet... Annem doktora gitti. Burada olduğumu öğrendi... Yaşasın!
Doktor teyze özel bir cihazla gördü benim burda olduğumu. Ultrason diyorlarmış
o cihaza. Resmimi bile çekti.
Sevinmiyor musun anneciğim? Seneye
kalmaz kollarının arasında olurum. Yaşasın!! Anne seni çoooook
seviyoruuummmm... Anneciğim benim...
25 Kasım:
Artık babam da burada olduğumu biliyor. Fakat henüz kız olduğumun
farkında değiller. Onlara sürpriz yapacağım...
10 Aralık:
Bugün yüzüm tamamlandı. Artık iki
güzel gözüm, bir küçük burnum, dudaklarım ve yanağım var. Anneme
benziyorum galiba...
13 Aralık:
Artık çevreme bakabiliyorum. Etrafım çok karanlık ama olsun. Yine de
mutluyum. Yaşıyorum ve varım.
Kısa bir süre sonra gün ışığını görebileceğim, renkleri ve çiçekleri
tanıyacağım. Rüyamda gördüm. Dünyada gökkuşağı diye bir şey varmış. Onu çok
merak ediyorum.
Anneciğim, babacığım sizin yüzünüzü de göreceğim. Tanışacağız... çooookkk
mutlu olacağız. Gülüşeceğiz hep birlikte... Canlarım benim... Biricik annem ve
babam…
24 Aralık:
Kulaklarım daha iyi duyuyor artık. Anneciğim, senin kalbinin seslerini
duyuyorum. Benim kalbimin atışlarını da sen duyabiliyor musun? Hatta sesini
bile tanıyabiliyorum. Sesin ne kadar tatlı… Hiç duymadığım bir şey bu. Güzel ve
sağlıklı bir kız olacağım. Kollarında uyuyacağım, yüzüne bakacağım, o tatlı
sesini dinleyeceğim. Benim için ninni
de söyleyecek misin anneciğim? Sen de beni özlüyorsundur mutlaka.
Beni koklayacaksın... Çok seveceksin, değil mi anne?
28 Aralık:
Anne burada bir şeyler oluyor. Doktor abla neden mutsuz bakıyor böyle...
Anne sen acı çekiyor gibisin. Kalp seslerin de değişti anne... Sustun...
Benimle niye konuşmuyorsun anne? Anneeee!! Anneeee!!!! Anneciğim!!!
Yüzümde soğuk bir şey hissediyorum. Anne, yüzümü parçalıyorlar... Anne
bir şeyler yap!!! Anne!!! Kolumu çekiyorlar anne!!!! Canım yanıyor anne...
Anneciğim!!! Ayaklarımı parçalıyor bu şey anne!!!... Beni sana bağlayan damarı
kopardılar anneeee!!! Anne kalbimi parçalıyorlar... Anneciğim... Anneeee!!
Anneee!!
Ann!!.....
Kürtajınız
tamamlandı hanımefendi. Geçmiş olsun!
Hâlâ vicdanı sızlamayanların, bu yavrunun feryadına kulak vermeyenlerin,
onun yaşam hakkını elinden zorla alanların, buna seyirci kalanların, bu vahşeti
utanmadan ve sıkılmadan savunanların bir kez daha düşünmeleri ve o büyük
hatadan derhal vazgeçmeleri kendi lehlerine olacaktır, diye düşünüyorum.
(04.06.2012)
Yorumlar
Yorum Gönder