Kadınlar Yaptıklarından Sorumlu mudur? (185)
Ahmed Bîcan, Envâru’l-Âşikîn adlı eserinde kadınlara olumsuz
bakışı yansıtan bazı rivâyetleri nakletmiş, bu haberlerin sıhhatine hiç
bakmamış ve olduğu gibi alıp aktarmıştır.
Nitekim nakledilen bir rivâyette anlatıldığına göre Hz. Âdem’in oğlu
Şit’e beş tavsiyesinden bahsedilmektedir. Onlardan biri şudur: “Avrat
sözüne inanmayasın. Ben avrat sözüne uydum; bana pişmanlık hasıl oldu.”[1]
Görüldüğü üzere hâlâ böyle uydurma bir rivâyet esas alınmakta, Hz.
Âdem’in suçunu kabullenmediği, üstelik Hz.
Havvâ’nın üzerine attığı gibi “yanlış bir izlenim” uyandırılmaktadır. Bu, hem
Hz. Âdem’i hem de Hz. Havvâ’yı töhmet altında bırakan bir ifadedir. Zira Kur’ân’ın hiçbir yerinde Hz. Âdem’i ayartanın eşi Hz. Havvâ olduğuna
dair en ufak bir iz/işaret/ima yoktur.
Yasak ağaçtan şeytana uyup yoldan çıkmaları sonucu,[2] her
ikisi birlikte yemişlerdir. İkisi de hatalıdır; lâkin ikisi birlikte tövbe
etmişlerdir.[3] Hâlâ suçu zorlama yöntemlerle ve Ehl-i kitâb’ın
da tesirinde kalarak Hz. Havvâ’ya yüklemek kesinlikle doğru değildir.
Ahmed Bîcan, Envâru’l-Âşikîn’inin bir başka yerinde
Hz. Âdem’in kendisine öleceği bildirildiği zaman öfkeyle Hz. Havvâ’nın yanına
geldiğini ve ona hitaben; “Ya Havvâ!
Ölümü sen miras kodun (koydun) ve beni uçmaktan (cennetten) sen çıkardın.”[4] dediği haber verilmektedir.
Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere Hz. Âdem hakkında ısrarla suçunu kabul etmeyen bir
peygamber portresi çizilmektedir ki bu, yanlıştır. Çünkü Kur’ân-ı
Kerim’in bize tanıttığı, hatasını ikrar
edip tövbe etmiş ve tövbesi de kabul edilmiş[5]
bir peygamberin eşine bu şekilde suçlayıcı bir dille konuşması, peygamberlerin
belirtilen vasıflarıyla kesinlikle bağdaşmamaktadır. Dolayısıyla, bu rivâyetin uydurma olduğu açıktır.
Aynı
şekilde Envâru’l-Âşikîn’de
yer alan kadının iradesinin ve idaresinin erkeğe ait olduğu, kadının herhangi
bir sorumluluğunun olmadığı şeklindeki anlayış da Kur’ân-ı Kerim’in ilkeleriyle çelişmektedir.
Nitekim bir rivâyette Hz. Havvâ’nın yasak meyveden önce yediği, ancak ona
hiçbir şey olmadığı, sadece âdet görmeye başladığı, çünkü onun tâbi, Hz.
Âdem’in metbû olduğu, “tâbi salah da ise metbû da salahdadır ve aksi dahi böyledir”
kuralı gereği bunun böyle olduğu ifade edilmektedir.[6]
Sadece imtihan olanın Hz. Âdem olduğu, Hz. Havvâ’nın ona uyduğu,
dolayısıyla Hz. Havvâ’nın yasak ağaçtan yemesinin normal olduğu, bunun bir suç teşkil
etmeyeceği, onun tek hatasının Hz. Âdem’i suça teşvik olduğu kanaati Kitâb-ı Mukaddes’te yer alan, “Âdem’in
aldanmadığı, Havvâ’nın aldanıp suça düştüğü” şeklindeki ifadelerle birebir benzerlik
göstermektedir.[7]
Görüldüğü üzere söz konusu düşüncenin arkasında “tahrif edilmiş Kitab-ı
Mukaddes” vardır ve İslam’a aykırı bu sakat düşünce derhal terk edilmelidir.
Çünkü birey olarak kadının da sorumluluğu vardır ve yaptıklarının
hesabını Yüce Allah’a tek başına verecektir. Zira âyetlerde de belirttiği üzere
kadın da erkek de imtihan olmaktadır[8] ve kimse kimsenin günah yükünü taşıyacak
değildir.[9]
Sonuç olarak, günümüzde bile bu tür kitaplardaki yanlış bilgilerin
tesirinde kalan bazı kimseler, hâlâ aynı kanaatte olup maalesef kadınlara bu
gözle bakmaktadır. Dolayısıyla onların İslam’a aykırı söz konusu düşüncelerini
yeniden gözden geçirmeleri elzemdir. Ayrıca onlara bu tür yanlış bilgileri aktaran
din görevlileri/tarikat önderleri de sorumludur ve onlar da ciddi araştırmalar
sonrası müslümanlara güvenilir dinî bilgiler vermek zorundadır. Aksi takdirde böyle
yapan din anlatıcıları İslam’ı yanlış tanıtmalarının vebalini ahirette
ödeyeceklerdir. (07.01.2011)
[1] Ahmed Bîcan, Envâru’l-Âşikîn, s. 47.
[2] el-Bakara 2/36.
[3] el-A’râf 7/23.
[4] Ahmed Bîcan, Envâru’l-Âşikîn, s. 48.
[5] el-Bakara 2/37.
[6] Ahmed Bîcan, Envâru’l-Âşikîn, s. 32-33.
[7] Kitab-ı Mukaddes, Pavlus’un Timoteosa Birinci Mektubu, 2/13-14, s. 218.
[8] et-Tevbe 9/71; en-Nahl 16/97; el-İsrâ 17/13-14; ez-Zümer 39/41, 70;
el-Gâfir 40/17; el-Fussilet 41/46; eş-Şûrâ 42/20; en-Necm 53/39-41; el-Hadîd
57/18; el-Haşr 59/18; et-Tahrîm 66/69; el-A’la, 87/14-19; eş-Şems 91/9-10.
[9] el-En’âm 6/164; el-İsrâ 17/15; el-Fâtır 35/18; ez-Zümer 39/7; en-Necm
53/38.
Yorumlar
Yorum Gönder