el-Kaide Terör Örgütü ve Arkasındakiler (221)
Siyasal ve somut hedefi olmayan, somut bir coğrafi alana sahip bulunmayan
el-Kaide terör örgütünü kimler kurdu ve amaçları neler olabilir? Bunun üzerinde
hiç düşünmeden duydukları her taraflı habere hemen inanan kimselerin yanlış
kararlar aldıkları ve alacakları açıktır.
İslâm ile terörü özdeşleştirme çabalarının bir ürünü olarak bu terör örgütünü
kuranlar sinsice çalışmalarını sürdürmektedirler. Bu örgütün İslâm adına hareket ettiğini zanneden bazı saf müslümanlar
bilmelidirler ki, bu kanlı örgüt “bırakın İslâm’a hizmet etmeyi”, İslâm’a en
büyük darbeyi vurmaktadır. Hâlâ bu gerçeği anlamayanlar gafil ve
şaşkınların ta kendileridir.
Zira IRA ve ETA gibi örgütlerin somut hedefleri, coğrafi alanları, örgüt
yapıları ve kadroları vardı. Oysa el-Kaide denilen bu örgütte bunların hiç
birisi yoktur. Bu örgüt için adeta tüm dünya eylem alanıdır ve bu durum oldukça
manidar ve düşündürücüdür.
el-Kaide adlı bu örgüte yaptırılan eylemlerle dünyada siyasî ve ekonomik sonuç alınmak istendiği
ayan beyan ortadadır. Bunu göremeyenlerin dönüp kendilerine bakmaları, sağlıklı
tefekkür ve eleştirel akılla meseleyi yeniden düşünmeleri uygun olur.
Bu taşeron örgütü kuranların ve kullananların bize göre tek amacı, tüm
dünyada özellikle de Batı’da “İslâm
aleyhtarlığını kışkırtmak” ve “İslâm ile terörü özdeşleştirmektir.” İslâm
düşmanlarının bilerek kurduğu, bilinçli olarak yönettiği/kullandığı bu örgüte
karşı dikkatli olmak gerekir.
Bu örgüt sayesinde dünyadaki insanlar nezdinde “İslâm karşıtı bir cephe oluşturulmak istendiği” açıktır.
Kanaatimizce el-Kaide aslında İslâm’ın
yükselişini engellemek maksadıyla sinsice kurulmuş ve kullanılan bir örgüttür.
Süper güçlerin istihbarat örgütlerinin kurduğu, kullandığı, kolayca
kandırdığı ve beynini yıkadağı üç beş selefî ve haricî zihniyetli adama “cihad” söylemleriyle eylemler yaptırtılmaktadır.
Daha sonra ise bu vahşi eylemler “el-Kaide
yaptı”, “Kanlı eylemi el-Kaide üstlendi” denilerek tüm dünya kamuoyunda
kara propagandayla müslümanların üzerine yıkılmakta ve İslâm karşıtı bir cephe
oluşturulmaktadır.
Nitekim bir fikri, düşünceyi, akımı veya hareketi yok etmek için önce “o
düşüncenin boş ve yararsız olduğunu insanlara göstermek, sonra da kanlı
eylemler yaptırtmak suretiyle o hareketi etkisiz kılmak taktiği” yıllardır
uygulanagelmektedir.
Aynı şekilde yapılan bu vahşi
saldırılarla İslâm’ı kan, vahşet, terör ve şiddet dini gibi gösterip insanları İslâm’dan
soğutmak hedeflenmektedir. Bu nedenle kanlı eylemlere imzalar
atılmakta, bombalar patlatılmakta ve siviller öldürülmektedir. Bu sözde örgüt
bahane edilerek İslâm coğrafyası işgal edilmekte, doğal kaynakları tarumar
edilip harıl harıl sömürülmektedir.
Öte yandan, Batı toplumlarında ezilen insanların İslâm’ı bir kurtuluş
umudu olarak görmelerini engellemek maksadıyla da bu örgüt kullanılmaktadır. Dünya medyasının büyük bölümünü kontrol
altında tutan küresel sermaye sahipleri/emperyalistler, planlı ve programlı
olarak gerçekleştirilen “bu terör eylemlerini (!)” bahane ederek İslâm’a
sinsice saldırmakta ve hain hedeflerine doğru adım adım ilerlemektedirler.
İnsanlar bu şekilde İslâm’dan soğutulduktan ve İslâm korkusu tüm dünyada
maksatlı olarak yayıldıktan sonra kurdukları sömürü düzeninin devamını isteyen
bu hain güçler, “insanların tutunacakları sağlam bir dalın/umudun” kalmasını
istememektedirler.
Bir taş ile bir kaç kuş vurmak isteyen bu şer odakları, bunu yıllardır
başarıyla uygulamakta ve maalesef hedeflerine doğru kararlı adımlarla yürümektedirler.
Özetle bu tür eylemleri ve el-Kaide terör örgütünü sahiplenen ve savunan saf
kimseler bilmeden İslâm’a en büyük zararı vermektedir. Zira İslâm’ın terörü
onaylaması asla ve kat’a mümkün değildir. Bu bakımdan el-Kaideyi kuran ve kullanan
adamlar ne yaptıklarını çok iyi bilmektedir. Dolayısıyla akıllı müslümanlara
düşen görev, dönen bu dolapların farkında olmaktır. Terör ile bir yere
varılamayacağını idrak etmektir. Bu tür göz boyamaya yönelik, ucuz, pespaye, seviyesiz
ve basit yaklaşımlarla bu çağda İslâm’a hizmet edilemeyeceğini bilmektir. Asıl
zor olan mücadele yöntemini benimseyip insanların gönüllerine girmeyi başaracak
işler yapmaktır. İslâm’ı doğru dürüst anlamak, yaşamak ve tanıtmaktır.
Dinlerini öcü gibi gösterenlerin elinde maşa, taşeron, oyun ve eğlence aracı
olmaktan kurtulmaktır.
Sonuç olarak, el-Kaide denilen terör örgütü süper güçlerin kurduğu,
yönettiği ve kendi amaçlarına hizmet ettirdiği eli kanlı bir oluşumdur. Süper güçlerin istihbarat örgütlerinin
dünyanın değişik yerlerinde yaptıkları ya da yaptırdıkları kanlı eylemler bu
örgüt vasıtasıyla tüm müslümanların üzerine yıkılmaktadır. Her ne kadar
ilerleyen yıllarda bu örgütün adı değişse, yenileri ortaya çıksa da “amaç yine
aynı olacak” ve bundan hep müslümanlar zararlı çıkacaktır. Görüldüğü üzere bu örgütün
yaptığı eylemlerden kazançlı çıkanlar hep İslâm düşmanlarıdır.
Dolayısıyla “eylemlerden en çok kimlerin kazançlı çıktığı ipucu” bu örgütü
kuranların ve kullananların “kimler” olduğu konusunda apaçık bir fikir vermekte ve örgütün arkasındakilere işaret
etmektedir. Bu ipucundan yola çıkarak gerçeğe ulaşmayan ve aynı delikten
defalarca ısırılmaya devam eden mü’minlerin kamil mü’min olduklarını söylemek imkânsızdır.
Kaldı ki şu andaki mü’minler aynı hataları sürekli tekrarladıkları ve yardımı
hak etmedikleri için de Yüce Allah’ın yardımı bir türlü onlara gelmemektedir. (15.06.2012)
Yorumlar
Yorum Gönder