Su Kaynaklarını ve Çevreyi Korumak (121)
Su Kaynaklarını ve Çevreyi Korumak
(121)
Çevre, insanların ve diğer canlıların hayatı birlikte paylaştıkları ortak
bir alandır. Yüce Allah, insanın da içinde bulunduğu bu âlemi canlı ve cansız
bütün varlıklarıyla bir düzen ve intizam içinde yaratmıştır. Canlıların
hayatlarını sürdürebilmeleri için var edilen bu düzen ideal olup onda her hangi
bir eksiklik/kusur söz konusu değildir.[1]
Çevreyi korumak ve gözetmek İslâm’ın emridir. Zira bütün mahlukatı yaratan
Yüce Allah çevreye önem vermiş ve "Görmez
misin ki, göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar,
hayvanlar ve insanların birçoğu Allah’a secde ediyor (planlandıkları şekilde eksiksiz
görevlerini yapıyorlar)"[2] "Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve gökyüzünde
iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi sizin gibi birer topluluktur"[3] buyurarak kâinattaki
başka varlıklara dikkat çekmiş, evrendeki tek varlığın insan olmadığını,
insanın diğer varlıklara karşı sorumluluklarının bulunduğunu haber vermiştir.
Hz. Peygamber de "Otu
bol yerlerde yolculuk yaptığınızda otlardan istifade etmeleri için hayvanlara
(develere/atlara) imkân verin. Gece mola vereceğiniz zaman yoldan ayrılıp
bir kenara çekilin. Zira yol, hayvanların geçeceği ve böceklerin geceleyeceği
yerdir"[4] buyurarak çevreye
karşı duyarlı olmanın ve hayvan haklarına riayet etmenin önemine dikkat
çekmiştir. Onun ashabı da bu emre ittiba ederek çevreye sahip çıkmış,
onu koruma konusunda duyarlı davranmış, çevreyi kirleterek onu sorun haline getirmemişlerdir.
Ancak günümüzde durum oldukça farklıdır. Çevrenin temiz tutulması, çevre
kirliliğinin önlenmesi, su kaynaklarının korunması insanlık için hatta tüm
canlılar için hayatî derecede önemlidir. Çünkü çevre iyi korunmadığı zaman
insanların hayatlarını sağlıklı bir şekilde idame ettirebilmeleri zordur. Yüce
Allah, insanın tabiî çevresini ve kainatı korumasını, ekolojik dengeyi
bozmamasını istemiş, aksi halde bundan kendisinin zarar göreceğini şöyle ifade
etmiştir: "İnsanların
kendi elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde bozulma ortaya
çıkmıştır. Allah da, belki dönerler diye yaptıklarının bir kısmını böylece
kendilerine tattırır."[5]
Hava, su ve denizlerin insan eliyle kirletilmesi, yeşilin ve ormanların tahrip
edilmesi, bunların sonucunda küresel ısınma ve iklim değişikliklerinin meydana
gelmesi yukarıdaki âyette belirtilen tehlikeli duruma davetiye çıkartıldığının
bir göstergesidir.
Halbuki insanın faydasına sunulan her nimet, aynı zamanda onun sorumluluğuna
verilen bir emanettir. Şüphesiz su kaynaklarının korunması bunların başında
gelir. Zira su hayattır ve su olmadığı zaman hayatın devamı imkânsız hale
gelir. Ayrıca Yüce Allah’ın insanlara verdiği bu nimetler O’nun rızası
doğrultusunda kullanılmazsa emanete ihanet edilmiş olur.
Doğal hayatın ve çevre kirliliğinin baş sorumlusu, açgözlü insanın daha
çok servet elde etme düşüncesiyle yaptığı tahripkâr faaliyetlerdir. Doğal hayata
ve çevreye zarar veren açgözlü insanlar daha az masraf ederek daha çok kazanma hırsıyla
çevreye zarar vermiş, çok masrafa yol açacağı düşüncesiyle tedbir almakta
gevşek davranmış, yürürlükteki yasalara uygun hareket etmemiş ve onları denetlemesi
gerekenler de görevlerini savsaklamışlardır.
Bu bakımdan eğer insanlar hem kendi sağlıklarını hem de çocuklarının
geleceğini düşünüyorlarsa, dünyaya ve içerisindeki canlılara sahip çıkmak
zorundadırlar. Cenâb-ı Hakk'ın bu değerli emanetlerini hem kendilerini hem
gelecek nesilleri hem de diğer canlıları düşünerek korumak mecburiyetindedirler.
Zira insanoğlu mahşer günü Yüce Allah’ın huzurunda bütün yaptıklarının hesabını
en ince ayrıntısına kadar verecektir.[6]
Sonuç olarak, müslümanlar tüm toplumlara rahmet olarak gönderilmiş bir
peygamberin ümmetidir ve böyle bir peygamberin ümmetine de bütün varlıklara
rahmetle, şefkatle ve merhametle muamele etmek yakışır. Yıkmak, yakmak,
kirletmek ve yok etmek değil, yapmak, imar etmek, temiz tutmak ve yaşatmak
yaraşır.
Rabbim cümlemizi su kaynaklarını koruyan, çevreyi tahrip etmeyen, sadece
kendini değil gelecek nesilleri de düşünerek hareket eden dürüst ve erdemli kullarından
eylesin. (12.06.2009)
Yorumlar
Yorum Gönder