Kurban Bayramı (123)
Kurban Bayramı (123)
Millet olma iradesini diri tutan, milli
birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularını pekiştiren, rahmet ve bereket dolu Kurban
Bayramını bize armağan eden Yüce Allah’a sonsuz hamdü senalar olsun.
Bilindiği üzere Hz. İbrahim ve Hz. İsmail zor bir imtihanı başarıyla
atlatmış, Hz. İbrahim Allah rızası için oğlunu kurban etme kararlılığını göstermiş,
Hz. İsmail de babasına; “Emrolunduğun
şeyi yap, beni sabredenlerden bulacaksın” diyerek Allah yolunda kurban
olmaya hazır olduğunu ortaya koymuştur. Hz. Muhammed de bu iki salih insanın sadakat
ve teslimiyetini evrensel bir bayrama dönüştürmüş ve Kurban Bayramını müslümanlara
armağan etmiştir.
Bilindiği üzere müslümanlar için bayramlar önemli zaman dilimleridir.
Ramazan bayramı Kur’ân-ı Kerim’in nazil oluşunu ve İslâm’ın doğuşunu yeniden
yaşatırken Kurban bayramı da Allah’a yaklaşma ve O’na kul olma şuurunu yeniden
kazandırır.
Kurban, Hak yolunda fedakârlığın bir ifadesi, malın, hatta canın bile Yüce
Allah’ın rızasını kazanmak için feda edilebileceğinin bir göstergesidir.
Hz. Muhammed; “Âdemoğlu kurban
bayramı gününde Allah için kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmış olmaz”[1] buyurarak
müslümanları kurban kesmeye teşvik etmiştir. Her ibadette olduğu gibi kurban
ibadetinde de ihlâslı olmak ve yalnız Allah’ın rızasını gözetmek temel
prensiptir. Nitekim Yüce Allah, kurbanları kastederek: “Allah’a kurbanlarınızın ne etleri ulaşır ne de kanları. O’na ulaşan
ancak takvanızdır...”[2] buyurmaktadır.
Yüce Allah, yıl boyunca kendini işine ve gücüne kaptıran, günlük telaş
içerisinde eş, dost ve akrabalarını ihmal eden, hatta kendini bile unutan
insana bayramlar vasıtasıyla hem kendine hem de yakınlarına zaman ayırma imkânı
tanımıştır.
Ancak son zamanlarda bayramlar giderek bir tatil havasına sokulmuş ve
insanlar ziyaretleşme yerine eş, dost ve akrabalardan kaçarak tatil ve eğlence
merkezlerine gitmeye başlamışlardır. Bu tutum, bayramlardan gözetilen “ilahi
amaçla” hiç bağdaşmamaktadır. Çünkü bayramlar insanları birbirine kenetlemek,
birlik ve beraberliği perçinlemek ve din kardeşliğini daha da sağlamlaştırmak için
vardır.
Öyle ise bayram, bütün güzellikleriyle gönlün derinliklerinde yaşanan,
yoksullarla, kimsesizlerle ve yüreği yaralı insanlarla güzelliklerin
paylaşıldığı müstesna günler olmalıdır. Bayram, dini şuurun gelişmesine,
dargınlık, kırgınlık ve küskünlüklerin giderilmesine, dünyada akan kan ve
gözyaşlarının dindirilmesine bir vesile olmalıdır. Akrabaların, komşuların,
büyüklerin, hastaların ziyaret edilmesine, fakir, yetim ve kimsesizlerin
gözetilmesine, çocukların sevindirilmesine, kısaca her türlü dini ve ahlâkî
değerlerin kazanılmasına bir vesile olmalıdır.
Rabbim cümlemizi Kurban bayramını bayram gibi geçiren, insanlığın barış
ve huzuru için çalışan, eş, dost ve akrabalarını ihmal etmeyen, bilinçli
kullarından eylesin. (26.06.2009)
Yorumlar
Yorum Gönder