Çocuklarda Din Eğitimi (110)
Çocuklarda Din Eğitimi (110)
Çocuklar anne babaya Yüce Allah’ın bir hediyesi ve emanetidir. Bu emaneti
korumak, anne-babanın kulluk görevinin başında gelir. Nitekim Kur’ân-ı Kerim; “Biliniz
ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan aracıdır. Allah katında ise büyük
bir mükâfat vardır”[1]
buyurarak çocukların aileler için “bir imtihan” olduğuna dikkat çekmiştir.
Bu imtihanı kazanmak mümkün olduğu gibi kaybetme tehlikesi de mevcuttur.
Dolayısıyla çocukların ruh dünyaları anne-babaların ellerindeki kıymetli bir
cevher gibidir ve bilinçli anne ve babalar, çocuklarını bir mum gibi
şekillendirir. Onların sağlıklı din eğitimi alması için çabalar, onlara rol
model olur ve her türlü yanlıştan korumak için ellerinden geleni yaparlar. Zira
bunun da kulluğun bir parçası olduğunu bilirler.
Çocuk en güzel şekilde işlenmesi gereken bir elmas gibidir. Onu korumak,
en iyi şekilde terbiye etmek, din ve ahlak eğitimi almasını sağlamak vizyon ve
öngörü meselesidir. Basiret ve feraset sahibi bir ebeveyn, çocuklarının nasıl bedenen
sağlıklı yetişmesini arzularsa hem kendisinin hem de çocuklarının ilerleyen
yıllarda mutlu olmaları ve büyük acılar yaşamamaları için de manevî değerlere
bağlı olarak yetişmelerine özen gösterirler.
Dolayısıyla çocuklarına karşı ölçülü ve dengeli olur, onlara sevgi, şefkat
ve merhamet beslerler. Onları en iyi şekilde yetiştirmenin/eğitmenin gayreti
içinde olurlar. Şu kısacık dünya hayatında çocuklarına sadece maddî imkân
sağlamaktan ziyade, onların dürüst, güvenilir, ahlaklı ve erdemli bireyler
olmaları için çalışırlar. Hiç şüphesiz bunu başarabilmek de sağlıklı ve
doğru bir din eğitimiyle mümkün olabilir.
Yüce dinimiz İslam, devletin gözetim ve denetimi altında çocukların din
eğitimi almalarını sağlama görevini anne ve babanın omuzlarına yüklemiştir.
Çocuğu hayata hazırlamak, ona güzel bir kişilik/kimlik/karakter/şahsiyet kazandırmak,
temel dinî bilgileri öğrenmesini sağlamak, anne ve babanın çocuğuna karşı en
önemli vazifesidir. Çünkü bu özelliklere sahip olmak hakkı, çocuğun ebeveyn
üzerindeki haklarındandır.
Nitekim Hz. Peygamber; “Hiçbir anne ve baba, çocuğuna güzel bir
terbiyeden daha üstün bir miras bırakmamıştır”[2] diyerek tam da bu
gerçeğe işaret etmiştir. Bu itibarla gerek camilerde gerekse de devlete bağlı Kur’ân
Kursları’nda açılan yaz kurslarına çocukları göndermek, bu konuda onları motive
etmek ve duyarlı olmak gerekir.
Rabbim cümlemizi çocuklarını en güzel şekilde terbiye eden, doğru,
güvenilir ve sağlıklı bir din eğitimi almalarına imkân/zemin hazırlayan ve
onlara en güzel şekilde model/örnek olan basiret ve feraset sahibi anne ve
babalardan eylesin. (13.02.2009)
Yorumlar
Yorum Gönder