Böyle Bir Yüze Tükürülür (148)
Böyle Bir Yüze Tükürülür (148)
İnsanlar büyük konuşmalarıyla imtihan
olurlar. Bazı insanlar haklı olduklarını göstermek/ispat için çok iddialı
sözler sarf ederler. Ve “eğer bir gün bu sözümden
dönersem yüzüme tükürün!” diyerek muhataplarının güvenini kazanmaya çalışırlar.
Ama aradan yıllar geçince “şartlar onları öyle
bir noktaya getirir ki”, geçmişte ettikleri o sözleri/yeminleri yutkunarak bozmak
ve yapmak zorunda kalırlar.
İşte atalarımız böylesi kimselerin halini
anlatmak için “tükürdüğü testiden su içmek” deyimini kullanmışlardır.
Dolayısıyla tükürdüğü testiden su içmek zorunda kalan böyle bir insanın yüzüne
tükürülmesinde kanaatimizce hiçbir sakınca yoktur.
Çünkü zamanında kendisi böyle bir talepte
bulunmuş, yemin etmiş, büyük konuşmuş, yaptığının doğru olmadığını bile bile
sırf insanları ikna etmek/inandırmak/kandırmak için “böyle yaparsam eğer yüzüme tükürün!” demiş, sözünden döndüğü ve tükürdüğünü
yaladığı o gün de yüzüne tükürülmeyi fazlasıyla hak etmiştir.
Örneğin böyle bir şahıs “liderime bir gün ihanet edersem yüzüme tükürün!” demiş ve liderine
hakaret ettiği o gün yüzüne tükürülmeyi hak etmiştir.
“Sizi bir
gün yarı yolda bırakırsam eğer yüzüme tükürün!” demiş ve arkadaşlarını yarı yolda bıraktığı o gün yüzüne
tükürülmeyi hak etmiştir.
“Yalan
söylersem eğer yüzüme tükürün!” demiş ve
yalan söylediği ortaya çıktığı o gün yüzüne tükürülmeyi hak etmiştir.
“Haksızlıklar
karşısında susarsam eğer yüzüme tükürün!”
demiş ve haksızlıklar karşısında sustuğu o gün yüzüne tükürülmeyi hak etmiştir.
“Verdiğim
sözde durmazsam eğer yüzüme tükürün!”
demiş ve verdiği sözde durmadığı o gün yüzüne tükürülmeyi hak etmiştir.
“Vakti
geldiğinde koltuğu bırakmazsam eğer yüzüme tükürün!” demiş ve vakti geldiğinde koltuğu bırakmadığı o gün yüzüne
tükürülmeyi hak etmiştir.
“Günün
birinde o adamın kapısına varır ve ondan yardım istersem yüzüme tükürün!” demiş ve o gün geldiğinde o adamın kapısına vardığı için
yüzüne tükürülmeyi hak etmiştir.
“O
imzayı atarsam eğer yüzüme tükürün!”
demiş ve imzayı attığı o gün yüzüne tükürülmeyi hak etmiştir.
“O
sarayın kapısından içeri girersem eğer yüzüme tükürün!” demiş ve o sarayın kapısından içeri girdiği o gün yüzüne
tükürülmeyi hak etmiştir.
“O
adamın elini sıkarsam eğer yüzüme tükürün!”
demiş ve o adamın elini sıktığı gün yüzüne tükürülmeyi hak etmiştir.
“O
teröristlerle işbirliği yaparsan eğer yüzüme tükürün!” demiş ve o teröristlerle veya temsilcileriyle işbirliği
yaptığı gün yüzüne tükürülmeyi hak etmiştir.
“Dış
güçlerin kapısına gider ve onlara yalvarırsam eğer yüzüme tükürün!” demiş ve dış güçlerle medet umduğu ve onlarla masaya
oturduğu gün yüzüne tükürülmeyi hak etmiştir.
“Başka
bir parti kurarsam yüzüme tükürün!”
demiş ve başka bir parti kurup davasına ihanet ettiği o gün yüzüne tükürülmeyi
hak etmiştir.
“Başkan
adayı olursam eğer yüzüme tükürün!”
demiş ve başkanlığa adaylığını koyduğu o gün yüzüne tükürülmeyi hak etmiştir.
“Hainlere
arka çıkarsam eğer yüzüme tükürün!”
demiş ve hainleri savunduğu o gün yüzüne tükürülmeyi hak etmiştir.
“Zalimlerle
birlikte hareket edersem yüzüme tükürün!”
demiş ve zalimlerle birlikte hareket ettiği o gün yüzüne tükürülmeyi hak
etmiştir.
“Devletin
malını yersem eğer yüzüme tükürün!”
demiş ve devletin malına elini uzattığı o gün yüzüne tükürülmeyi hak etmiştir.
“Kaçak
ev yaparsam yüzüme tükürün!” demiş ve milletin
arazisine kaçak ev yaptığı o gün yüzüne tükürülmeyi hak etmiştir.
“Kaçak
elektrik kullanırsam yüzüme tükürün!”
demiş ve kaçak elektrik kullandığı o gün yüzüne tükürülmeyi hak etmiştir.
“Kaçak
su kullanırsam eğer yüzüme tükürün!”
demiş ve kaçak su kullandığı o gün yüzüne tükürülmeyi hak etmiştir.
“Masum
hayvanlara zarar verirsem eğer yüzüme tükürün!” demiş ve o gariban hayvanlara zarar verdiği o gün yüzüne
tükürülmeyi hak etmiştir.
Sonuç olarak, insanları ikna etmek için büyük
konuşan, sonra da söylediklerinin tam tersini yapan, tükürdüğü testiden su içen,
ilkesiz, kuralsız, tutarsız, omurgasız, dönek, kaypak ve sorumsuz bir insanın yüzüne
tükürülür ve böyle birisi adam yerine konmaz. Bu haysiyetsizliği yaptığı ve böyle
bir sonu kendisi hazırladığı için onun şahitliği de kabul edilmez; yokluğa terk
edilir. İşte böyle tipleri dışlayan ve bunlara değer vermeyen toplumlar erdemli
toplumlardır. Ama böylelerine hâlâ değer veren, adam yerine koyan, baş tacı
eden ve peşlerinden gidenler ise tıpkı onlar gibi yüzlerine tükürülmeyi hak
eden solucan misali sürüngenlerdir. (18.12.2009)
Yorumlar
Yorum Gönder