Şefkat ve Merhamet (102)
Şefkat ve Merhamet (102)
Şefkat ve merhamet, katı kalpleri yumuşatan, nefreti sevgiye
dönüştüren, düşmanlığı kardeşliğe çeviren ulvi bir duygulardır.
Yüce dinimiz İslam, tüm canlılara karşı şefkatli ve merhametli olmayı
tavsiye etmiştir. Peygamber Efendimizin insanlara İslam’ı anlatırken gösterdiği
şefkat ve merhamet bizler için bir örnektir.
Nitekim Kur’an-ı Kerim’de konu ile ilgili olarak şöyle
buyrulmaktadır. “Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara
karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar
senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için
Allah’tan bağışlanma dile…”[1]
Resulü Ekrem efendimizin hayatı bizlere ışık tutacak pek çok şefkat ve
merhamet örnekleriyle doludur.
Mesela peygamberimiz çocuklara karşı son derece merhametliydi. Birisi
kendisine bir meyve ikram ederse, hemen onu yanındaki küçük çocuklara verirdi.
Yolda çocuklara rastlarsa onlara selam verir, kucağına alır, öper ve sever,
devesine bindirerek onları mutlu ederdi. O, sadece müslümanların çocuklarını
değil, müslüman olmayanların çocuklarını da severdi.
Sevgili Peygamberimize; “Benim on çocuğum var, bunlardan hiçbirini
öpmüş değilim” diyen Akra b. Habis'e hayretle bakarak; "Merhamet
etmeyene merhamet olunmaz"[2] buyurmuşlar ve ona
merhametli olmasını tavsiye etmişlerdir. Yine bir başka sefer Peygamberimiz: “Allah
merhametli olan kullarına merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki,
yücelerde olan Allah da size rahmet etsin”[3] buyurmuşlardır.
Bilindiği üzere İslam’ın şefkat ve merhamet anlayışı sadece
insanlarla sınırlı değildir. Hayvanlara ve bitkilere de şefkat ve merhamet
göstermek, onları Allah'ın yarattığı bir varlık olarak algılamak, Yüce Allah’ın
rızasını kazanmak için onları sevmek ve korumak gerekir.
Nitekim Peygamberimiz, evinde kedisini hapsederek açlıktan ölmesine sebep
olan bir kadının bu davranışının cehennemlik bir davranış olduğunu belirtmişlerdir.
Yine peygamberimiz çölde susuzluktan kıvranan bir köpeğe rastlayarak ona
pabucuyla su içiren kimsenin bu hareketinin cennetlik bir davranış olduğunu bildirmişlerdir.
Dolayısıyla yaratılanlara şefkat ve merhamet göstermek, İslam’ın çok önem
verdiği konuların başında gelmektedir. Bu itibarla İslam’ın bu hassasiyetini
iyi kavrayan Yunus Emre: “Yaratılanı, yaratandan
dolayı severiz” derken işte tam da bu duyguyu dile
getirmiştir. Yine Yunus Emre: “Ben gelmedim kavga için, benim işim
sevgi için. Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim” derken
de sevginin, şefkatin ve merhametin ne denli önemli olduğuna vurgu
yapmıştır.
Rabbim cümlemizi şefkat ve merhamet sahibi olan, yaratılanı
yaratandan ötürü seven dürüst ve erdemli kullarından eylesin. (19.12.2008)
Yorumlar
Yorum Gönder