Riya ve Gösteriş (99)
Riya ve Gösteriş (99)
Yüce Allah insanoğluna sayısız nimetler bahsetmiş, ondan kendisini
tanıması ve kulluk etmesini istemiştir. Bütün bunları yaparken de yalnız kendi
rızasını gözetmesini emretmiştir.
Nitekim Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “O (Allah) diridir. O’ndan
başka hiçbir ilah yoktur. O halde sadece Allah’a itaat ederek (bütün
samimiyetinizle) O’na kulluk edin. Hamd, âlemlerin Rabbine mahsustur.”[1]
Riya, insanın söz ve davranışlarında gösterişte bulunmasıdır. Riya, bir
iyiliği Allah'ın rızasını kazanmak için değil de, insanların beğenisini
kazanmak için yapmaktır.
Bu nedenle özellikle maddî ve manevî çıkarlar elde etmek maksadıyla
gösterişte bulunmak ve İslam’ı da buna alet etmek son derece yanlış ve çirkin
bir davranıştır. Böyle insanların Allah katında hiçbir kıymetleri yoktur.
Toplumda bulunan bu tür insanlara karşı da dikkatli olmak gerekir. Zira Yüce
Allah’a karşı samimi olmayan, diğer insanlara karşı da samimi olmaz. Dolayısıyla
böyle kişilerin söz ve davranışlarındaki samimiyetsizliklerini kısa zamanda
anlamak, bunlara karşı daha dikkatli olmak ve onlara asla güvenmemek
gerekir.
Diğer taraftan riya ve gösteriş ibadetin özünü bozar, sevabını giderir ve
ortada kala kala yalnız ibadetin şekli kalır. Haliyle de bu, hiçbir işe
yaramaz. Bu itibarla samimi bir mü’min her zaman ve her yerde “riyadan ve
gösterişten” uzak kalmalı, yaptığı bütün iyi ve güzel şeyleri sırf Allah’ın
rızasını kazanmak için yapmalıdır.
Bu konuda Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır: “Her kim
işlediği bir iyiliği menfaat umarak insanlara duyurursa, Allah da onun gizli
işlerini duyurur. Yine her kim işlediği bir hayrı gösteriş için yaparsa, Allah
da onun riyakârlığını ortaya çıkarır.”[2]
Diğer taraftan “insanlara gösteriş olur” bahanesiyle ibadetleri ve
hayırlı faaliyetleri terk etmek de doğru değildir. Aynı şekilde, doğru ve
güvenilir bilgi sahibi olmadıkça başkaları riyakârlıkla suçlamak da yanlıştır. Elbette
riyakar insanlar yapıp ettiklerine bakılarak anlaşılır. Ama önemli olan
bunların ayıplarını araştırmak, bulup ortaya çıkarmak değil, bu tür kimselere bakarak
onlar gibi olmamaya, riya ve gösterişten uzak kalmaya çalışmaktır. Zira Yüce
Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Allah’a ve
ahiret gününe inanmadığı halde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan
kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa
çıkarmayın…”[3]
Rabbimizin bu çağrısına kulak verelim ve iyiliklerimizi gösteriş için
yaparak ahiret günü sevapsız kalmayalım. İbadetlerimizi ve görevlerimizi
eksiksiz yerine getirelim. Gösterişten uzaklaşıp, samimi duygularla hareket
edelim. Amellerimizin sevabını gösteriş ve riya ile boşa çıkartmayalım. Her
zaman Yüce Allah’ın rızasını, insanların övgüsüne tercih edelim ve bunu
kendimize bir hayat prensibi yapalım.
Rabbim cümlemizi riya ve gösterişten uzak kalan dürüst ve erdemli
kullarından eylesin. (28.11.2008)
Yorumlar
Yorum Gönder