Kul Hakkı Ne Demektir? (101)

 

Kul Hakkı Ne Demektir? (101)

Allahu Teâlâ, insanoğlunu en güzel şekilde yaratmış,[1] ona pekçok nimetler vermiş ve bazı sorumluluklar da yüklemiştir. Bu sorumluluklardan birisi de hiç şüphesiz ki, kul hakkına riâyet etmektir.

İnsanoğlu deruni bir anlam ve amaç üzere yaratılmış ve bu dünyada başıboş da bırakılmamıştır.[2] Allah’a ve âhiret gününe inanan bir mü’min, hayatının her anında gerek insanların ve gerekse de hayvanların haklarına  saygılı olmak durumundadır. Zira İslam dini kul hakkına çok büyük önem vermiş, insanlara renklerine, soylarına, makam-mevki ve zenginliklerine göre davranılmasını asla doğru bulmamıştır.

Kul hakkına riayet etmek, her müslümanın titizlikle yerine getirmesi gereken sorumluluklarındandır. Bir mü’minin bu dünyadan ahirete göç ederken üzerinde kul hakkıyla gitmemeye çalışması onun en büyük ideali olmalıdır. Çünkü kul hakkını ihlal, mahkeme-i kübrada kişinin yaptığı ibadetlerinin sevaplarının karşı tarafa aktarılması sonucunu doğuracak ve iflas etmesine neden olabilecek çok ciddi bir durumdur. 

Şüphesiz ki insanoğlu hayatının her anında başkalarına zarar vermekten sakınmak zorundadır. Çünkü  insan yaşadığı toplumda başkalarına zarar değil, fayda vermekle yükümlüdür. Başkalarına zulmetmenin, haklarını gasbetmenin, yaşama neşelerini kaçırmanın, mallarına el uzatmanın, onurlarını kırmanın, namus-şeref ve haysiyetlerine dil uzatıp üzmenin sorumluluğu son derece ağırdır.

Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de: “Ey inananlar! Mallarınızı aranızda haksızlıkla değil, karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle yiyin. Haram ile kendinizi mahvetmeyin. Şüphesiz ki Allah size merhamet eder”[3] buyurarak kul hakkını ihlal etmenin haram olup kişinin kendisini mahvetmesi anlamına geleceğini belirtmiştir.

Öyle ise, kıyamet gününde kaybedenlerden ve hüsrâna uğrayanlardan olmamak için kul hakları konusuna riâyet edelim. Eğer üzerimizde kul hakkı mevcut ise onları âhirete bırakmadan hemen şimdi bu dünyada iken halledip helalleşelim. Peygamberimizin tavsiyesi olan; "Kimin yanında kardeşine ait haksız alınmış bir hak varsa; haksızlıktan dolayı hak sahibiyle helalleşsin"[4] sözünü aklımızdan çıkarmayalım.

Rabbim cümlemizi kul haklarına riayet eden ve bunları ihlal etmekten sakınan ihlaslı kullarından eylesin. (12.12.2008)



[1] Tin, 4.

[2] Kıyame, 36.

[3] Nisa, 4/29

[4] Buhârî, Rikak, 48.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur!

Evlilik Kader midir? II (362)

Uydurma Rivâyetler ve Mehmet Akif Ersoy’un Uyarısı (236)