Kadınlar başı açık namaz kılabilir mi? (63)
Kadınlar
başı açık namaz kılabilir mi? (63)
Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 06.02.2003 tarihli gerekçeli kararında
belirttiği üzere kadınların başı açık namaz kılmaları kesinlikle caiz değildir.
Günümüzde bazı kimseler, başın abdest
organlarından olduğunu, bu organların ise örtülmesinin farz olmadığını ileri
sürerek “kadınların başı açık namaz kılabileceklerini” iddia etmişlerdir.
Oysa “dini bir ibadet olan namazda”
örtülmesi gereken yerler yine “dinî kaynaklarda” “setr-i avret başlığı” altında
incelenmiştir. Setr-i avret, namazın şartlarından biri olup namazda avret
yerlerinin örtülmesi anlamına gelir. Avret kavramı ise “bir zaruret
bulunmaksızın insan vücudunda açılması helal olmayan, namazda ve namaz dışında
örtülmesi farz ve başkalarınca da bakılması haram olan yerleri” ifade eder.
Avret mahallinin kapsamı, erkeğe ve kadına
göre farklılık arz eder. Erkeğin avret yeri, Hanefî, Malikî, Şafiî ve
Hanbelî’lerin oluşturduğu fakihlerin çoğunluğuna göre “göbekle diz kapağı
arasıdır.” Hanefîler ise diz kapağını da avret mahalline dâhil etmişlerdir. Hz.
Peygamber bir sözünde; “Müslüman erkeğin uyluğu avrettir” [1]
buyurmuş, bir başka sözünde ise “erkeğin örtülmesi farz, bakılması haram
olan yerlerinin “göbeği ile diz kapağı arası” olduğunu” ifade
etmiştir.[2]
Hanefî, Malikî ve Şafiîlerle,
Hanbelîlerdeki hâkim görüşe göre, “bir kadın, el ve yüz dışında kalan “bütün
bedenini” örtmelidir.” Hanefî mezhebindeki bir görüşe göre ise “ayaklar”
avret kapsamı dışındadır. Şafiî ve Hanbelî mezheplerinde ise kadının namazda
örtmesi gereken yerlere ayak da dâhildir, ancak Hanefî mezhebinde kadının çıplak
ayakla namaz kılması caizdir. Bütün bu görüş ayrılıklarının sebebi ise “Onlar
(kadınlar), kendiliğinden görünenler hariç zinetlerini göstermesinler”[3] âyetindeki
“kendiliğinden görünenler hariç” ifadesine yapılan “farklı yorumlardan”
kaynaklanmaktadır.
Görüldüğü üzere bütün mezheplere göre
kadınların namazlarını kılarken başlarını örtmeleri farzdır.
Hz. Aişe’den nakledilen bir rivayete göre
Ebû Bekir'in kızı Esma, üzerinde ince bir elbise olduğu halde Rasûlullah’ın
huzuruna girmiş, Hz. Peygamber de ondan yüzünü çevirerek, “Ey Esma! Kadın
ergenlik çağına ulaşınca, -el ve yüzünü işaret ederek- şurası ve şurası
müstesna artık onun –yabancılar tarafından- görülmesi doğru olmaz” buyurmuştur.[4]
Başka bir hadiste ise, “Allah ergenlik çağına ulaşan kadının başörtüsüz
olarak kıldığı namazını kabul etmez” buyurmuştur.[5]
Görüldüğü üzere bu sahih hadisler, buluğ
çağına ermiş Müslüman bir hanımın “tesettüre riayet etmesini ve namaz kılarken
saçlarını ve diğer avret mahallini örtmesini” emretmektedir. Nitekim temel
hadis kaynaklarında Hz. Peygamber’in hanımlarının evlerinde başörtüsüyle namaz
kıldıkları[6]
ve “Hz. Peygamber’in de buluğa eren genç kızların başörtülü olarak namazlarını
kılmaları gerektiğini söylediği” bilgisi yer almaktadır.[7]
Özetle, Hz. Peygamber zamanından günümüze
kadar gelen uygulama (yaşayan sünnet) “kadınların namazlarını başörtülü olarak kıldıklarıdır”
ve İslam toplumunun da ortak kanaati bu yöndedir.
Sonuç olarak, namazda ve namaz dışında örtülmesi
gereken avret mahalli, erkeklerde diz kapağı ile göbek arası, kadınlarda ise
el, yüz ve ayaklar dışındaki bütün bedendir. Kadınlar namaz kılarken vücut
hatlarını belli etmeyecek ve vücudun rengini göstermeyecek nitelikte bir elbise
giymek ve namazlarını öyle kılmak zorundadır. Dolayısıyla kadınların başı açık
namaz kılmaları dinen caiz değildir. (07.03.2008)
[1] Ahmed b. Hanbel, Müsned,
III, 478.
[2] Ebû Davûd, Libas, 37; Dârekutni, Sünen, I, 230,231
[3] Nûr, 24/31.
[4] Ebû Davûd, Libas, 34.
[5] Hakim en-Nisabûrî, Müstedrek, I, 251; Ebu Dâvûd, Salat, 85, No: 641, I,
422; Tirmizî, Salat, 277, No: 377, II, 215; İbn Mâce, Tahâre, 132, No: 655, I,
214; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 150, 218, 259. İbn Huzeyme, hadisin sahih;
Tirmizî, hasen; Hakem ise Müslim’in şartlarına göre sahih olduğunu söylemiştir.
[6] Malik, Salat, 10, no: 35-36.
[7] Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 96, 236, 238; Tirmizî, Salat, 84, No: 640,
I, 420; Ebu Davud, Salat, 85, No: 642, I, 422.
Yorumlar
Yorum Gönder