Hz. Peygamber ve İnsanlık Onuru (85)
Hz. Peygamber ve İnsanlık Onuru (85)
Kur’an-ı Kerim, insanlar arasında herhangi bir ırk, din, renk ve cinsiyet
ayırımı yapmaksızın “And olsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık. Onları
karada ve denizde taşıdık. Kendilerini en güzel ve temiz şeylerden
rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık”[1] buyurmaktadır.
Bu ayetten de anlaşılacağı üzere
Yüce Allah, ahseni takvim olarak yarattığı insanın yeryüzünde onurlu bir yaşam
sürmesini istemiştir. Bunun için de insanın yaşama hakkı, inanç
hürriyeti, mülkiyet hakkı, seyahat özgürlüğü, özel yaşamın gizliliği gibi
birçok hak ve özgürlükleri olduğunu ifade etmiş ve bunları koyduğu ilkelerle
koruma altına almıştır.
Peygamberler de bu temel hak ve özgürlüklerin en önde gelen savunucuları
olmuş ve yeryüzünde adaleti tesis etmek için çalışmışlardır. Bizim
peygamberimiz Hz. Muhammed de aynı görevi üstlenmiş, insanlık onurunu düştüğü
yerden yeniden ayağa kaldırmak için çaba sarf etmiştir. O, Cahiliyye dönemini
kapatmış ve Medine’de tüm insanlığa medeniyeti öğretmiş, Asr-ı saadet diye
bilenen o parlak dönemi yaşatarak tüm dünyaya örnek olmuştur.
İnsanlık onuru açısından bakıldığında gerek Kur’an-ı Kerim’de gerekse
Peygamberimizin sahih sünnetinde insana ve insan onuruna zarar vermesi muhtemel
hususlar kesin bir dille yasaklanmıştır.
Peygamberimizin insana verdiği değeri gösteren şu tablo bu açıdan
önemlidir. Bir gün Zahir adında engelli bir sahabî Medine çarşısında şifalı
otlar satmakta idi. Allah Rasulü, mübarek elleriyle Zahir’in gözlerini arkadan
gelip kapayarak; ‘Zahir’i satıyorum alan var mı?! diye şaka yaptı. Zahir
de: ‘Ey Allah’ın Rasulü ben engelli birisiyim bana çok para vermezler’
deyince, Allah Rasulü; “Sen ucuza gidecek bir varlık değilsin” diyerek
onu onurlandırmış ve bir insan olarak ona değerli olduğunu hissettirmiştir.[2] Zira
önemli olan insan olmaktır. Unutmayalım ki, Yüce Allah bizim rengimize,
şeklimize, malımıza, mülkümüze değil, imanımıza, kalplerimize ve salih amellerimize
bakacaktır.
İslam, tüm insanlığın nasıl onurlu bir hayat yaşayacaklarının yollarını
göstermek üzere gönderilmiş son hak dindir. Bu dini tebliğ eden Hz. Muhammed de
insan onuruna son derece önem vermiştir. Nitekim âyette; “Allah, insanlığa
bir lütufta bulundu da insanları (kötülüklerden ve inkârdan) arındıran,
kendilerine kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber gönderdi”[3] buyurulmaktadır.
Hz. Muhammed, sadece Müslümanlara değil, tüm insanlığa gönderilen son
peygamberdir. O, bütün âlemlere (dünyanın her tarafındaki insanlara) rahmettir.[4] O’nun
gayesi insanlığın Allah tasavvurunu yeniden inşa etmek ve gönülleri Allah ile
buluşturmaktır. Bu nedenle o, insanlar arasında hiçbir ayrım yapmamış, Müslüman
olsun olmasın, kadın erkek, büyük küçük, zengin fakir, köle efendi herkese merhametle
davranmış, insanın onur ve haysiyetine çok önem vermiştir. O, fertlerin
birbirlerinin hak ve hukukuna son derece riayet etmelerini, insanlık onurunu
ayaklar altına almamaları istemiştir.
Hz. Peygamber, insanların bir eşya gibi alınıp satılmasını ortadan
kaldıracak prensipler getirmiştir. O; “Tüm insanlar bir tarağın dişleri gibi
eşittirler. Üstünlük ancak takva iledir”[5] buyurarak
insanların eşitliğine ve onuruna dikkat çekmiştir. Bu nedenledir ki, İslam’a
gönül verenlerin ilki bir köle olan Bilal’ı Habeşi olmuştur.
İnsanlık tarihinin yüz karası olan ve akla ve vicdana sığmayan, kız
çocuklarını sadece kız olmalarından dolayı diri diri toprağa gömme uygulaması
İslamiyet tarafından yasaklanmıştır. Böylece, kız çocuğunun erkek çocuğundan
bir farkı kalmamış, büyük bir katliamın önüne geçilmiş, “insanlık onuru”
ayaklar altına alınmaktan kurtarılmıştır. Görüldüğü üzere İslam’ın kadına
verdiği bu değer önemlidir. İslam, kadını eşya olma vasfından çıkarmış, onu layık
olduğu mevkie getirmiş ve “Cennet anaların ayakları altındadır”[6]
buyurarak “kadının hayata anlam katan bir varlık” olduğunu, “aile ve cemiyet
içerisindeki değerine ise paha biçilemeyeceğini” tüm dünyaya göstermiştir.
Rabbim cümlemize onurlu bir hayat sürmeyi ve Müslüman olarak ölmeyi nasip
etsin. (22.08.2008)
Yorumlar
Yorum Gönder