Camide Dünya Kelamı Neden Konuşulmaz? (28)
Camide Dünya Kelamı Neden Konuşulmaz? (28)
Ahmed Bican, yazmış olduğu Envâru’l-Âşikîn adlı
eserinde bazı konularda var olan yanlış anlayışları bilerek veya bilmeden devam
ettirmiş, bunların toplumda yaygınlaşmasına sebebiyet vermiştir.
Mesela o, “mekruh vakitlerde nâfile namaz
kılmayı ve mescitte alış-veriş yapmayı küçük günahlardan” saymıştır. Oysa
sakındırmak amaçlı söylenilen bu uyarıyı, büyütüp “küçük günah” kapsamına
sokmak ve insanlara öyle sunmak doğru değildir. Zîra bu durum, insanları
namazdan ve camiden soğutmaktadır.
Ahmed Bîcan, Ebû Hureyre’ye dayandırılan
bir başka rivâyeti aktararak, “Camide dünya kelamı konuşmanın,
melekleri camiden kovmak mânâsına geldiğini, meleklerin böyle yapanları Allah’a
şikâyet edeceklerini, bunun üzerine Allah’ın da bir kavmi Müslümanların başına
musallat edeceğini” söyleyerek “küçük bir hataya büyük
cezalar öngören yaklaşımların tesirinde kaldığını” göstermiştir.[1]
Bu tarz korkuya dayalı bir eğitim modeliyle
yetiştirilen kişiler de, “Camide dünya kelamı konuşulmaz” diyerek
insanların kendi aralarındaki zararsız konuşmalarını engellemiş ve camide bir
takım sıkıntılar doğmuştur.
Bu ve benzeri sert cezâlar içeren uydurma rivâyetler
nedeniyle da bazı Müslümanlar “unutur, aramızda konuşuruz da günaha gireriz”
korkusuyla camiden uzaklaşmış ve camiler aslî fonksiyonlarını yapamaz hale gelmiştir.
Ve camiler sadece namazların kılındığı,
insanların fikir alış-verişinde bulunmadan sessizce dağılıp gittikleri mekânlar
haline dönüşmüştür.
Kanaatimizce camilerin bu şekle
getirilmesinde “yukarıda nakledilen uydurma rivâyetlerin ve yanlış anlayışların”
önemli rolleri olmuştur.
Sonuç olarak, müslümanların namaz öncesi
camiye geldiklerinde “içeride vaaz veya sohbet olmamak” ve de “namaz kılanları
ve kitap okuyanları rahatsız etmemek” kaydı şartıyla kendi aralarında sessizce konuşmalarında
ve birbirlerine hal hatır sormalarında hiçbir sakınca yoktur. (13.07.2007)
Yorumlar
Yorum Gönder