Allah Rızası İçin Sevmek (95)

 

Allah Rızası İçin Sevmek (95)

İslâm dini, sevgiye çok büyük önem veren bir dindir. Kur’an-ı Kerim’de pek çok yerde sevgiden bahsedilir. Yüce Allah’ı sevmenin bir ölçüsünün bulunduğu hepimizin malumudur. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de bir ayet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır: “De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”[1]

Görüldüğü üzere Allah’ı seven Hz. Peygamber’e ittiba eder, onu örnek alır. Onun gibi dürüst ve erdemli olmaya çalışır. Onun güzel ahlakını kendine rehber edinir. Bilindiği üzere O’nun güzel ahlakının özelliklerinden biri de Allah için sevmektir.

Yüce Allah’ı seven bir kul, Allah rızası için de sever. O’na olan bağlılığını her zaman ortaya koyar. İşte bu sevgi, gerçek sevgidir. Bu hususta Peygamber efendimiz şöyle buyuruyor: “Şu üç özellik kimde bulunursa o kişi, imanın zevkini tatmış olur. Bunlardan birincisi: Allah ve Rasulü, kendisine başkalarından daha sevimli olmak. İkincisi: Sevdiği kimseyi hiçbir karşılık beklemeksizin sadece Allah rızası için sevmek. Üçüncüsü de: İmandan sonra küfre dönmeyi, ateşe atılıyormuş gibi kötü görmek.”[2]

Allah için seven kimselerin birbirlerini sevmelerinin önemini Peygamber efendimiz şöyle açıklamaktadır: “Allah’a yemin ederim ki; iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Size bir şey söyleyeyim. Onu yaptığınız zaman birbirinizi seversiniz. Aranızda selamı yayın.”[3]

Bir başka hadislerinde Peygamber Efendimiz Allah rızasını gözeterek birbirlerini seven kimselere şu tavsiyelerde bulunmuştur. "Biriniz kardeşini (Allah için) seviyorsa ona sevdiğini söylesin."[4] Görüldüğü üzere din kardeşleri arasındaki sevginin derinleşmesi ve kalıcı hale gelmesi için zaman zaman mü’minlerin birbirlerine bu tür iltifatlarda bulunmaları çok mühimdir. Bu hadis, konunun önemini bizlere bir kez daha hatırlatmaktadır.

Bir diğer hadislerinde Peygamberimiz: "Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar"[5] buyurmaktadır.

Bu hadisten de anlaşıldığı üzere mü’minler birbirlerinin dert ve sıkıntılarıyla ilgilenirler. Zayıf ve güçsüz olan kardeşlerine yardım ederler. Birbirlerini küçük hesaplar ve çıkarlar uğruna incitmezler. Kendileri için istediklerini din kardeşleri için de isterler. Kardeşlerinin ayıp ve kusurlarını araştırmazlar. Böyle davranan kamil mü’minleri Allah Teâla bir kudsi hadiste şöyle müjdelemektedir. “Benim rızam için birbirini sevenlere, benim için bir araya gelenlere, benim için birbirlerini ziyaret edenlere ve benim için yardımlaşanlara sevgim vacip olmuştur.”[6]

Rabbim cümlemizi kendi rızasını ve sevgisini kazanmak için çaba sarf eden, din kardeşlerini seven, onlara karşı adalet, şefkat ve merhamet duygularıyla hareket eden ihlaslı kullarından eylesin.  (31.10.2008)

 



[1] Al-i İmran, 31.

[2] Buhari, “İman”, 9, 14 “Edeb”, 42.

[3] Buhari, Edeb, 27, Müslim, “İman”, 93 -94

[4] Ebu Davud, Edeb 122, (5124); Tirmizi, Zühd 54, (2393).

[5] Buhari, Edeb 27; Müslim, Birr 66, (2586).

[6] Muvatta, Şi’r, 16, (II, 953, 954).

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur!

Evlilik Kader midir? II (362)

Uydurma Rivâyetler ve Mehmet Akif Ersoy’un Uyarısı (236)