Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük


Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük
Kuraklığın ve kıtlığın maddi sebeplerinden bazıları tabiata ölçüsüz müdahale, ormanları yakma, yeraltı su kaynaklarını, nehir, göl ve denizleri kirletme, kimyasal gübreleri/ ilaçları gelişi güzel kullanma, ekolojik dengeyi alt üst etme, fosil yakıtları tüketme ve bütün bunların doğal bir sonucu olarak küresel ısınma ve iklim değişikliklerine yol açmadır.
Kanaatimizce bunlar kuraklığın maddi nedenleri arasında iken kıtlığın manevi sebepleri de vardır ve bunlar da “korkunç boyutlara varan israf” ve “kendilerine sayısız nimetler veren Yüce Allah’a karşı yapılan nankörlük ve şükürsüzlüktür.”
Gördüğümüz kadarıyla kendilerine hadsiz hesapsız nimetler bahşedilen insanlar, bu nimetlerin kadrini ve kıymetini bilmemekte, har vurup harman savurmakta, gıdaları israf etmekte, fakir ve muhtaç insanları hiç düşünmemekte ve pervasızca/çılgınca/azgınca/küstahça tüketmeye devam etmektedir.
Ne acı bir durumdur ki, Batılı ülkelerde insanlar obeziteden (aşırı kilolardan) ölürken, sömürdükleri ülkelerdeki fakir insanlar “açlıktan” ölmektedir. Batılı devletlerin bu insanlara reva gördüğü zulüm karşısında sessiz kalmak mümkün değildir ve bu suskunluk insanlıktan nasibi olmayanları işidir.
İşte böylesine büyük haksızlıklar yapan zalim ve müsrif insanlar günün birinde kuraklık ve kıtlıkla imtihan edilebilir, bulundukları ülkelerde kuraklık ve kıtlığın artmasıyla başka ülkelere göç etmek zorunda kalabilirler.
Öte yandan Yüce Allah, kullarına şükretmeleri halinde nimetlerini daha da artıracağının garantisini vermekteyken insanların çoğunluğu şükretmek yerine şikâyeti, sızlanmayı ve nankörlüğü tercih etmektedir. Bu tipler şeytan tarafından dizginleri ele geçirilen zavallılardır. Bunlar bir sürü nimete sahip oldukları halde akıllarını kullanmayan, kendilerine muhteşem bir dünya hazırlayan Yüce Yaratıcıyı arayıp bulmayan, ısrarla Allah’tan başka varlıklara ilahlık yakıştıran ve kendilerine aracı tanrılar edinen kimselerdir.
Bu nedenle, nasıl insanoğlu birine yardım ettiğinde “dil ucuyla bile olsa” kendisine teşekkür edilmesini istiyorsa/bekliyorsa, Yüce Allah da bu kadar nimetlere boğduğu ve dünyayı emirlerine verdiği insanlardan sadece bir dua ve şükür beklemektedir. Böyle nankörlük sergileyerek Yüce Allah’ı üzmek, O’na saygısızlık etmek, O’nun hakkını takdir etmemek son derece çirkin bir davranıştır.
Dolayısıyla vurdumduymaz insanların kendi yapıp ettikleri tedbirsizlikler ve yanlışlar sebebiyle dünyada kuraklık/kıtlık olabileceği gibi israf ve şükürsüzlük gibi iki manevi hastalığın sebep olduğu zulümler sonucunda da dünyada kuraklık ve kıtlık olabilir.
Sonuç olarak, dünyada mazlumlar kuraklık/kıtlıkla imtihan ediliyor ve açlıktan ölüyorken bu gariplere yardım elini uzatmayan gelişmiş ve kalkınmış ülkelerde yaşayan cimri/nankör insanların tamamı sorumludur. Evreni kirletmek kuraklığın maddi nedenleri arasındayken, israf ve şükürsüzlük de kıtlığın manevi sebepleri arasında sayılabilir. Kuraklık ve kıtlıkla imtihan edilmek istemeyen insanların tabiatı korumaları, muhtaçlara yardım etmeleri, israfı ve nankörlüğü terk etmeleri, kanaatin bitmek tükenmek bilmeyen bir hazine olduğunu anlamaları ve toparlanıp kendilerine gelmeleri şarttır/elzemdir. Aksi halde bütün bu pervasızlıklarının acı sonuçlarıyla bu dünyadayken karşılaşacak ve büyük bedeller ödemek zorunda kalacaklardır. Kanaatimizce böyle bir durumda yapmaları gereken aynaya bakmaları, başkalarını değil sadece kendilerini suçlamalarıdır. (19.04.2018)
Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN                              
Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur!

Evlilik Kader midir? II (362)

Uydurma Rivâyetler ve Mehmet Akif Ersoy’un Uyarısı (236)