Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler?

İslâm yanlış bir şekilde tanıtıldıkça müslümanların çocukları giderek bu dinden uzaklaşacak, dünyadaki diğer din mensupları İslâm’dan daha çok nefret edecek ve İslâm düşmanlığı katlanarak artacaktır. Zira görünen köy kılavuz istememektedir.
Bizi bu kanaate götüren pek çok sebep vardır ve bunlardan bir tanesi de medyada rastladığımız şu haberde aktarılan saçmalıklardır:
“Yaklaşık 400 bin nüfuslu Brunei Devleti’nin lideri Sultan Hassanal Bolkiah, Şeriat yasalarına geçeceklerine dair açıklamalarda bulundu. Ailesi 600 yıldır Brunei’yi yöneten Sultan Hassanal Bolkiah, Şeriat yasalarının aşama aşama devreye gireceğini söyledi. KNA Ajansı’nın Brunei Times gazetesinden aktardığı bilgilere göre, Brunei Sultanı Şeriata geçişte üç aşamalı bir plan öngörüyor. Yürürlüğe giren ilk aşamada “Ramazanda oruç tutmayan ve cuma namazına katılmayanlara para ya da hapis cezası” öngörülüyor. Kırbaç ya da uzuv kesme cezaları ikinci aşamada uygulanacak. Üçüncü aşamada ise şeriat kapsamında ölüm cezaları verilmeye başlanacak. Nihai aşamada müslümanların evlilik dışı cinsel ilişkileri, eşini aldatma (zina), Kur’an-ı Kerîm’e hakaret ve İslâm’ı terk (irtidat) ölümle cezalandırılacak. Allah’ın emirleri olan Şeriat kanunları, haksız yere adam öldürmeyi idam, evli olduğu halde başkasıyla cinsel ilişkiye girme suçu işleyenleri taşlayarak öldürme (recm), hırsızlık yapanları da el ya da ayak kesme veya kırbaçla cezalandırma gibi yöntemlerini öngörüyor.”
Medyada yer alan bu haberin maksatlı olarak yazıldığı açıktır. Ancak şurası da bir gerçektir ki, şeriat denilince hem müslümanların hem de gayr-ı müslimlerin akıllarına “kırbaçla dövme, kafa, kol, el ve ayak kesme, taşlayarak öldürme” şeklindeki itici/ tiksindirici/ nefret ettirici cezalandırma yöntemleri gelmekte, bu tür cezalar insanlar nezdinde İslâm’a ve müslümanlara olan güveni ve saygıyı azaltmakta, üstelik nefret uyandırmaktadır.
Kanaatimizce hiç kimsenin İslâm’ı bu şekilde tanıtmaya ve insanları İslâm’dan nefret ettirmeye hakkı yoktur. İslâm’ı bu şekilde tanıtan, tanıtılmasına neden olan, bunları din zanneden ve destekleyen herkes sorumluluğu oranında bu büyük vebale ortaktır.
Sonuç olarak, ictihadlar, gelenekler, örf ve adetler, bidatler, hurafeler “din” değildir. Bunlar din zannedildikçe, ayet ve hadislere yapılan yanlış yorumlar kutsandıkça, İslâm tüm dünyada kötü bir şekilde tanıtılmaya devam edildikçe “namaz kılmama veya içki içmenin cezası kırbaçla dövülme, ısrarı halinde öldürülme, zinanın cezası (recm) taşlanarak öldürülme ve irtidatın (dinden dönmenin) cezası kafa kesilerek öldürülme” şeklinde anlaşıldıkça hem şimdiki hem de gelecek nesiller kesinlikle bu dinden nefret edecek, başka izmlerden/ ideolojilerden medet umacak, böylece hem dünyalarını hem de ahiretlerini mahvedecek, kısacası kendilerine yazık edecek ve atalarını da asla hayırla yâd etmeyeceklerdir. (05.04.2018)

Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN
Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur!

Evlilik Kader midir? II (362)

Uydurma Rivâyetler ve Mehmet Akif Ersoy’un Uyarısı (236)