Beyin Göçü ve Yetenekli Gençler

Beyin göçünün nedenleri üzerinde durup çözüm üretmek yerine hamasete sarılıp böyle bir şeyin olmadığını, “tersine göçün başladığını” iddia etmek gerçeklerle örtüşmemektedir.
Günümüzde başarılı ve yetenekli gençler hâlâ Amerika’ya veya Almanya'ya gidip Amerikan veya Alman vatandaşı olmak istiyorsa bunun sebepleri çok iyi araştırılmalıdır. Gençlerin çoğunluğunun eğiliminin neden bu yönde olduğu sorgulanmalıdır.
Şurası bir gerçek ki, birçok başarılı ve yetenekli genç fırsatını bulduğu anda gelişmiş ülkelere gitmek ve oralarda çalışmak/yaşamak istiyor.
Çünkü Türkiye’de sol veya sağ kesim fark etmeksizin yetkiyi/erki/gücü/makamı eline geçiren herif, liyakati değil kayırmacılığı/yandaşlığı/sadakati esas alıyor.
Çünkü Türkiye’de doğruluk ve dürüstlük değil sinsilik ve yalakalık para ediyor. 
Çünkü buluş, keşif ve icatlar değil, yağcılık ve hâsılı tahsil ödüllendiriliyor. Başarılı insanlar kindar, kibirli, kıskanç, yalaka ve ebleh yöneticilere ezdiriliyor. Aslanlar kedilere boğduruluyor. Haksız ve hukuksuz uygulamalara sesini çıkartanların başı derhal eziliyor. Millet de olup biteni sadece seyrediyor ve susmak zorunda kalıyor/bırakılıyor.
Çünkü Türkiye’de düşünmeye, eleştiriye ve sorgulamaya değil, körü körüne itaate önem veriliyor. (Oysa “maruf” söz konusu olunca yöneticilere itaat farz iken “münker” söz konusu olduğunda itaat değil tam tersine sivil itaatsizlik farzdır). Eleştirel düşünen ve belli bir kampa/tarikata/cemaate/gruba üye/ait olmayan insanlar sevilmiyor, dışlanıyor, horlanıyor ve mobinge maruz kalıyor.
Çünkü Türkiye’de genel olarak hayran olma, gıpta ve özenme değil, kıskançlık, hasetlik ve çekememezlik hâkim. Kendisi orijinal fikirler/kavramlar/icatlar/patentler/buluşlar ortaya koyamayan ama gücü/yetkiyi/erki elinde tutan kifayetsiz muhterisler başına getirildikleri kurumda hukuk kurallarını hiçe sayarak ve kendi kanunlarını oluşturarak emri altındakileri eziyor, burunlarından fitil fitil getiriyor.
Bu keyfi yönetime dur demesi gerekenler ise atadıkları zalimlerin arkasında -basit gerekçeler öne sürerek- durmayı marifet zannediyor. Mazluma sahip çıkması gereken insanlar ya korkularından ya da bu tür pespaye adamların kendilerine sağlayacakları imkânlardan yararlanmak için susmayı tercih ediyor.
Sonuç olarak, yetenekli gençlerin ülkesine küstüğü ve başka ülkelere gitmek istediği bir gerçektir. Böyle bir ortamda milletin ve yetkililerin silkinip kendine gelmesi, ehliyet ve liyakate önem vermesi, emaneti ehline teslim etmesi, zalime dur demesi, mazluma sahip çıkması, yetenekli gençleri çakallara ve sırtlanlara yem etmemesi gerekir. Bir türlü normalleşmeyi başaramayan, darbe ve kalkışmaların konuşulduğu bir ülkenin gençlerinin gelişmiş ülkelere gitme arzularının arkasında yatan nedenler çok iyi araştırılmalıdır. Genç beyinleri ülkede tutmak için kifayetsiz muhterislere yetki verilmemeli, verilenlerden de o yetkiler derhal geri alınmalı, geçmişte yapılan hatalarla yüzleşilmeli ve bir daha aynı yanlışlar tekrarlanmamalıdır. (08.02.2019)

Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Emin SEYHAN
Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur!

Evlilik Kader midir? II (362)

Uydurma Rivâyetler ve Mehmet Akif Ersoy’un Uyarısı (236)