Sorumluluklarınızdan Kaçamazsınız!
“Aydınların
aydınlatmadığı halkı soytarılar aldatır” diyen Cemil Meriç son derece veciz bir söz söylemiş ve herkesi görevini hakkıyla
yapmaya davet etmiştir.
Gerçekten de günümüzde
bazı soytarılar insanları Allah ile aldatmakta, insanların dini duygularını
istismar etmekte, uydurma hadisleri, mitolojiyi, hurafeyi ve dindışı bilgileri
insanlara İslâm diye anlatmakta ve onları kötü emellerine alet etmektedir.
Bu duruma dur demesi ve
halkı doğru dini bilgilerle aydınlatması gerekenler ise yaşanan rezaletlere sadece
seyirci kalmaktadır. Örneğin bir sahte tarikat şeyhi/ sözde hoca ortaya
çıkmakta, yalan yanlış bilgiler üzerine bir yapı inşa etmekte, etrafına topladığı
sefih gençleri veya ihtiyarları cennet vaadiyle aldatmakta, onların zihinlerini
mitolojilerle kirletmekte ve herkes bu ve benzeri şarlatanı sadece
seyretmektedir.
Önüne gelenin tarikat,
cemaat veya dini yapılar kurduğu, din üzerinden nemalandığı, din alıp din
sattığı bir ülkede gerekli yasal düzenlemeleri yapmayarak denetleme görevini
gerekli mercilere/ kurullara/ organlara devretmeyen ve milletin aldatılmasına/ sömürülmesine
göz yuman/ zemin hazırlayan gerek siyasetçiler gerekse de halka gerçekleri
anlatmayan “devletten maaş alan din adamları” bu yaşananlardan eşit derecede sorumludurlar.
Zira halk, bu sahtekârların
giydikleri görkemli sarıkların ve gösterişli cübbelerin gücü karşısında şaşkına
dönmekte, hoca müsveddelerinin kıyafetlerine bakıp aldanmakta, bu arada gerçekleri
haykıran az sayıdaki İslâm âliminin/ münevverin sesi yeterince duyulamamakta, sesini
çıkartanlar “fetöcü suçlamasıyla” mağdur edilmekte, din dışı bilgileri din
diye anlatan maaşlı din adamları bu zalimlerin elini güçlendirmekte ve millet
bu hokkabazlar tarafından gafil avlanmaktadır.
Dolayısıyla din anlatarak
veya öğreterek geçimini temin edenlerin tamamı “dönen bu dolapları/ pislikleri”
görmezlikten gelmeyi artık bırakmalı, elini taşın altına koymalı, risk almalı,
gerçekleri millete güçlü bir şekilde anlatmalı/ haykırmalıdır. Bununla birlikte
anlatılan gerçeklere sırtını dönerek hâlâ bu sahtekârların kucağına oturmayı
seçen ve onlara aldananlar ise sorumlu olduklarını bilmelidir; zira
aydınlanmayı istemeyenlerin cehaletin karanlıklarında kalacakları ve oradan hiçbir
zaman kurtulamayacakları aşikârdır.
Sonuç olarak, milleti
doğru dini bilgilerle aydınlatmayarak soytarıların “kucağına/ ağlarına/
yapılarına” iten, aldığı maaşın hakkını vermeyen, korkak, ürkek ve pısırık din
adamları bu büyük vebale ortaktır. Soytarılara/ sahtekârlara/ hoca
müsveddelerine/ din tüccarlarına aldanmak istemeyenler dinlerini doğru
kaynaklardan ve ehil kişilerden öğrenmeye mecbur değil mahkûmdur. Sorumluluk
almaktan kaçan ve şarlatanların sahte vaatlerine kanarak cenneti elde edeceğini
zanneden sefihler ise hem kendilerine hem de nesillerine yazık eden zavallılardır.
(13.07.2018)
Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Emin SEYHAN
Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Yorumlar
Yorum Gönder