Kurallar Olmadan Başarı Olmaz!



Her şeyin bir kuralı vardır ve o kurala uyulursa yapılan işte başarı sağlanır. Kurallar yok sayılır ve gelişigüzel hareket edilirse o işte başarıya ulaşma şansı kalmaz.
Örneğin futbolun/ basketbolun/ voleybolun kuralları vardır. O kurallara uyan bir takım her yıl şampiyon olur. Ancak bu kurallar göz ardı edilir, herkes kendi kafasına göre oynar, disiplin bir kenara bırakılırsa o takım başarılı olamaz.
Aynı şekilde trafiğin de kuralları vardır. O kurallara uyulur ise kazalar yaşanmaz. Ancak trafik kuralları göz ardı edilir, herkes kendi kafasına göre araç sürer, hız limitleri aşılırsa o takdirde kazalar, ölümler ve sakatlıklar kaçınılmaz olur.
Uzay mekiği, uydu, uçak, helikopter, hızlı tren, gemi, baraj, nükleer santral, füze, tank, roket vs. yapmanın da kuralları vardır. O kurallara uyulur ise yapılan araçlardan azami istifade sağlanır. Ancak bunların yapım ve işletim kurallarına uyulmazsa o takdirde bu araçlardan gereği şekilde faydalanmak mümkün olmaz.
Yemek yapmanın da kuralları vardır. O kurallara uyulur ise yapılan yemek lezzetli olur. Ancak yemek yapmanın kuralları göz ardı edilir ise lezzetli bir yemek yapmak mümkün olmaz.
Üniversitede öğrenci olmanın da kuralları vardır. O kurallara uyulur ise başarılı bir öğrenci olunur. Ancak bu kurallar göz ardı edilir ise o takdirde başarılı bir öğrenci olmak söz konusu olamaz.
Askerliğin de kuralları vardır. O kurallara uyulur ise başarılı bir ordu olunur. Ancak bu kurallar göz ardı edilir ise hem caydırıcı olmak mümkün olmaz hem de girilen savaşların kaybedilmesi kaçınılmaz olur.
Öte yandan hem devletin hem de vatandaşların uyacağı kurallar vardır. O kurallara uyulur ise bütün vatandaşlar da yöneticiler de mutlu ve huzurlu olur. Uyulmazsa sıkıntılar baş gösterir.
Dinin de kuralları vardır. O kurallara uyulur ise insan hem bu dünyada hem de ahirette mutlu olur. Uyulmazsa maddî ve manevî problemlerin katlanarak artması kaçınılmaz olur, insanoğlu bu dünyada gerçek huzur ve mutluluğu yakalayamaz.
Sonuç olarak Yüce Allah her şeyi bir ölçüye/ kurala/ hassas dengeye göre yaratmış, son din İslâm’ın kurallarını da elçisi vasıtasıyla insanlara öğretmiştir. İnsanlara düşen görev, bu dinin kurallarını doğru kaynaklardan öğrenmektir. Din ile kültürü, din ile geleneği, din ile içtihadı, din ile tedeyyünü birbirine karıştırmamaktır. Herkesin kendi kafasına göre kural koyamayacağını bilmektir. Zira İslâm’ın iki temel kaynağı vardır. Bunlar, Kur’ân-ı Kerim’in ve sahih sünnetin ilkeleridir. Bu ilkeleri bir kenara bırakıp keyfine göre hareket eden, şeyhinin/ hocasının/ dedesinin dindışı söylemlerine sarılan İslâm’ın dışına çıkar. Bu nedenle son din İslâm’ı doğru kaynaklardan ve ehliyet ve liyakat sahibi âlimlerden öğrenen kazançlı çıkar, tersini yapanlar ise sadece kendilerine yazık ederler. (11.05.2018)
Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Emin SEYHAN                     
Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Evlilik Kader midir? I (361)

Evlilik Kader midir? II (362)

Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur!