Tanıdığım Adam Bunu Yapmaz, Demeden Önce!
İnsanların çoğunluğunun kendini iyi bir
gözlemci sandığı, kolay kolay yanılmasının/ yanıltılmasının mümkün olmadığına/ olamayacağına
inandığı, isabetli kararlar verdiğini zannettiği, özellikle yakın akrabalarına
toz kondurmadığı ve ortada bir hata varsa hep başkalarını suçladığı bilinen bir
gerçektir. Oysa durum çoğu kez böyle değildir. Zira insanların yanılmalarına
neden olan pek çok etken söz konusudur. Bu itibarla “Tanıdığım adam bunu yapmaz, ben
kefilim!”
demeden önce herkesin hassasiyetle durup düşünmesi gerekmektedir.
Bir
insanı o eylemi yapmaya götüren sebepleri ve süreçleri yakından
gözlemlemeyenlerin böyle “ucuz laflar” etmeleri isabetli değildir. “Gerçekten
tanımak” ile “tanıdığını zannetmek” arasında dağlar kadar fark vardır. Dolayısıyla
laf olsun diye konuşmadan önce “çok iyi bir tahlil/ analiz/ gözlem/
değerlendirme” şarttır. Aksi halde insanları yanıltmanın vebali çok büyük
olacaktır.
Tam da burada
şu âyetleri bir kez daha hatırlamamız gerekmektedir:
“Kim
Rahmân'ın zikrini (Kur’ân’ın ilkelerini) görmezlikten gelirse (bunlara uygun
bir hayat yaşamazsa), (biz) ona (içindeki veya dışındaki) bir şeytanı musallat
ederiz de, o onun (ayrılmaz/ yakın) arkadaşı olur. Şüphesiz bu şeytanlar onları
doğru yoldan saptırırlar. Onlar ise hâlâ doğru yolda olduklarını sanırlar.
Sonunda bize geldiğinde arkadaşına, “Keşke benimle senin aranda doğu ile batı
arası kadar uzaklık olsaydı! Ne kötü arkadaşmışsın!” der. Onlara, “(bu
temenniniz) bugün size asla fayda vermez. Çünkü (birlikte) zulmettiniz. Hepiniz
azapta ortaksınız” denir.” (Zuhruf, 43/36-39)
“İnsanlardan
kimi vardır ki, hiçbir bilgisi olmadığı hâlde, Allah hakkında tartışmaya girer
ve her azgın şeytanın ardına düşer. (Oysa) şeytan hakkında, “Her kim onu dost
edinirse, mutlaka o kimseyi saptırır ve onu cehennem azabına sürükler”, diye
yazılmıştır.” (Hac, 22/3-4)
Görüldüğü üzere Kur’ân’ın ilkelerinden
uzak bir hayat yaşayanların şeytanın/ şeytanların oyuncağı olmaları
kaçınılmazdır; zira bu gerçeği Kur’ân-ı Kerîm haber vermektedir. Dolayısıyla aşağıda
söyleyeceklerimiz mezkûr âyetler ışığında değerlendirilmelidir.
Örneğin “Tanıdığım adam intihar etmez!” demeden önce onun Yüce Allah’a, ahiret gününe, orada hesap vereceğine
inanıp inanmadığı hakkında net bilgiye sahip olmayanların, sağlam delillerle
konuşmayanların, katilin süreç içindeki söz ve fiillerini yakinen takip
etmeyenlerin, onu intihara götüren etkenlere olan “katkısını/ isyanlarını/
yanlışlarını/ nankörlüğünü/ ümitsizliğini/ büyük konuşmalarını/ Kur’ân’ın
ilkelerinden uzak yaşayışını” bilmeyenlerin böyle konuşup intiharı meşru veya müntehiri
de mazur göstermeye çalışmaları son derece yanlıştır. (İntihar süsü verilmiş
cinayet ile intihar farklı şeylerdir. Bizim buradaki kastımız, canına kıyma
özgürlüğünü kullanarak Yüce Allah’a isyan eden ve şeytanın vesveselerine
kanarak kendini öldüren nankör insanlardır. Bunların savunulacak hiçbir tarafı
yoktur. Ancak diğerleri cinayete kurban gitmiştir. Onların katillerinin
bulunarak derhal cezalandırılması ve kısas uygulanması en büyük arzu ve temennimizdir.)
Aynı şekilde “Tanıdığım bu adam cinayet işlemez!” demeden önce o katilin Yüce Allah’a ve ahiret gününe imanı hakkında
ciddi gözlem yapmayanların, sağlam delillere dayanarak konuşmayanların, onu
cinayete götüren fiillere katkısını, büyük konuşmalarını ve Kur’ân’ın
ilkelerinden uzak yaşayışını bilmeyenlerin, kısa yoldan cennete gitme hayaliyle
“kâinat imamının/ seçilmiş insanın/ mehdînin yalanlarına/ talimatlarına” kanarak
cinayet işlediği gerçeğinin üzerini örtmeye çalışanların bu yaptıkları son
derece yanlıştır.
Aynı şekilde “Tanıdığım adam hırsızlık yapmaz!” demeden önce o hırsızın Yüce Allah’a ve ahiret gününde hesap vermeye
inanıp inanmadığı hakkında ciddi gözlem yapmayanların, sağlam delillere
dayanarak konuşmayanların, onu hırsızlığa götüren sürece olan katkısını,
tembelliğini, beleşçiliğini ve Kur’ân’ın ilkelerinden uzak yaşayışını
bilmeyenlerin böyle konuşmaları ve hırsızı mazur göstermeye çalışmaları son
derece yanlıştır.
Aynı şekilde “Tanıdığım adam içki içmez, içkiyi
ağzına bile koymaz!” demeden önce o sarhoşun ahiret
gününde hesap vermeye inanıp inanmadığı hakkında ciddi gözlem yapmayanların,
sağlam delillere dayanarak konuşmayanların, onun içkiye özentisini, geçici
rahatlamasını ve Kur’ân’ın ilkelerinden uzak yaşayışını bilmeyenlerin böyle
konuşmaları ve o ayyaşı mazur göstermeye çalışmaları son derece yanlıştır.
Aynı şekilde “Tanıdığım adam kumar oynamaz!” demeden önce o kumarbazın ahiret gününde hesap vermeye inanıp
inanmadığı hakkında ciddi gözlem yapmayanların, sağlam delillere dayanarak
konuşmayanların, onun kumara götüren süreçlere olan katkısını, kısa yoldan
köşe dönme hayallerini ve Kur’ân’ın ilkelerinden uzak yaşayışını
bilmeyenlerin böyle konuşmaları ve kumarbazı mazur göstermeye çalışmaları son
derece yanlıştır.
Aynı şekilde “Tanıdığım adam uyuşturucu
kullanmaz!”
demeden önce o uyuşturucu bağımlısının ahiret
gününde hesap vermeye inanıp inanmadığı hakkında ciddi gözlem yapmayanların,
sağlam delillere dayanarak konuşmayanların, onu uyuşturucu kullanmaya
götüren süreçleri, teselliyi sahte ve sanal şeylerde aramasını ve Kur’ân’ın
ilkelerinden uzak yaşayışını bilmeyenlerin böyle konuşmaları ve onu mazur
göstermeye çalışmaları son derece yanlıştır.
Aynı şekilde “Tanıdığım adam uyuşturucu
kaçakçılığı yapmaz!” demeden önce o açgözlü insanın ahiret
gününde hesap vermeye inanıp inanmadığıyla ilgili ciddi gözlem yapmayanların,
sağlam delillere dayanarak konuşmayanların, o zavallının terlemeden para
kazanma hırsını ve Kur’ân’ın ilkelerinden uzak yaşayışını bilmeyenlerin
böyle konuşmaları ve uyuşturucu tacirini mazur göstermeye çalışmaları son
derece yanlıştır.
Aynı şekilde “Tanıdığım adam yalan söylemez!” demeden önce o yalancının ahiret gününde hesap vermeye inanıp
inanmadığı hakkında gözlem yapmayanların, sağlam delillere dayanarak
konuşmayanların, onun yalancılığa götüren etkenlere olan katkısını ve
Kur’ân’ın ilkelerinden uzak yaşayışını bilmeyenlerin böyle konuşmaları ve o
yalancıyı mazur göstermeye çalışmaları son derece yanlıştır.
Aynı şekilde “Tanıdığım adam zina etmez!” demeden önce o zânînin ahiret gününde hesap vermeye inanıp inanmadığı
hakkında ciddi gözlem yapmayanların, sağlam delillere dayanarak
konuşmayanların, onun zinaya götüren etkenlere olan katkısını, günaha
yatkınlık oluşturan zihinsel tavrını, özentilerini, şehvetinin esiri oluşunu,
ahlâkî noksanlıklarını ve Kur’ân’ın ilkelerinden uzak yaşayışını
bilmeyenlerin böyle konuşmaları ve o zinakârı mazur göstermeye çalışmaları son
derece yanlıştır.
Aynı şekilde “Tanıdığım adam vatanına ihanet
etmez!” demeden
önce o hainin ahiret gününde hesap vermeye
inanıp inanmadığı hakkında gözlem yapmayanların, sağlam delillere dayanarak
konuşmayanların, onu ihanete götüren etkenlere olan katkısını, gözünü
bürüyen yönetme hırsını, güç zehirlenmesini ve Kur’ân’ın ilkelerinden
uzak yaşayışını bilmeyenlerin böyle konuşmaları ve o vatan hainini mazur
göstermeye çalışmaları son derece yanlıştır.
Aynı şekilde “Tanıdığım adam mandacılığı
savunmaz!” demeden önce o satılmış köpeğin
tasmasının kimin elinde olduğunu bilmeyenlerin, sağlam delillere dayanarak
konuşmayanların, onun ruh dünyasındaki baş olma ve yönetme arzusunun farkında
olmayanların, kukla/ maşa/ piyon olmayı kabullenmesinin arkasında yatan
etkenleri tahlil etmeyenlerin böyle konuşmaları ve satılmış iti mazur
göstermeye çalışmaları son derece yanlıştır.
Aynı şekilde “Tanıdığım adam iftira atmaz!” demeden önce o müfterinin ahiret gününde hesap vermeye inanıp
inanmadığı hakkında ciddi gözlem yapmayanların, sağlam delillere dayanarak
konuşmayanların, onu iftiraya götüren etkenlere olan katkısını, iftira atarak terfi
etme sevdasını ve Kur’ân’ın ilkelerinden uzak yaşayışını bilmeyenlerin böyle
konuşmaları ve müfteriyi mazur göstermeye çalışmaları son derece yanlıştır.
Aynı şekilde “Tanıdığım adam gıybet etmez!” demeden önce o nemmâmın ahiret gününde hesap vermeye inanıp
inanmadığı hakkında ciddi gözlem yapmayanların, sağlam delillere dayanarak
konuşmayanların, onu gıybete götüren süreçleri ve Kur’ân’ın ilkelerinden
uzak yaşayışını bilmeyenlerin böyle konuşmaları ve koğucuyu mazur
göstermeye çalışmaları son derece yanlıştır.
Aynı şekilde “Tanıdığım adam yasadışı işlere
bulaşmaz, bylock kullanmaz!” demeden önce o vatan haini hakkında
ciddi gözlem yapmayanların, sahte bir şefaat saplantısıyla hareket ettiği
gerçeğinden gafil olanların, sağlam delillere dayanarak konuşmayanların, onun
haram yollara tevessül etmesine neden olan sahte şeyhine/ kâinat imamına bağımlılığından
ve onu yarı-ilah olarak görmesinden hiç söz etmeyenlerin, Kur’ân’ın
ilkelerinden uzak yaşayışından bîhaber olanların böyle konuşmaları ve bu ikiyüzlü
adamı mazur göstermeye çalışmaları son derece yanlıştır.
Aynı şekilde “Tanıdığım adam terör örgütüne yardım
ve yataklık etmez!” demeden önce o teröristin Yüce
Allah’a ve ahiret gününe imanı hakkında ciddi gözlem yapmayanların, sağlam
delillere dayanarak konuşmayanların, bu alçağın terörden medet ummaya
götüren etkenlere olan katkısını ve Kur’ân’ın ilkelerinden uzak yaşayışını
bilmeyenlerin böyle konuşmaları ve terör yardakçısını/ işbirlikçisini mazur
göstermeye çalışmaları son derece yanlıştır.
Aynı şekilde “Tanıdığım adam sahtecilik yapmaz,
insanları dolandırmaz!” demeden önce o sahtekarın ahiret
gününde hesap vermeye inanıp inanmadığı hakkında ciddi gözlem yapmayanların,
delilsiz konuşanların, onun sahteciliğe götüren etkenlere olan katkısını, para
kazanma hırsını ve Kur’ân’ın ilkelerinden uzak yaşayışını bilmeyenlerin
böyle konuşmaları ve dolandırıcıyı mazur göstermeye çalışmaları son derece
yanlıştır.
Aynı şekilde “Tanıdığım adam sınav sorularını
çalmaz, cevap anahtarını akrabalarına dağıtmaz!” demeden önce o beyinsizin Yüce Allah’a ve ahiret gününe imanı
hakkında ciddi gözlem yapmayanların, sağlam delillere dayanarak
konuşmayanların, onun kul hakkı yemeye götüren sürece olan katkısını ve
Kur’ân’ın ilkelerinden uzak yaşayışını bilmeyenlerin böyle konuşmaları ve bu
hırsızı mazur göstermeye çalışmaları son derece yanlıştır.
Aynı şekilde “Tanıdığım adam şeyhini ilah
edinmez!”
demeden önce o müşrikin Yüce Allah’a ve ahiret
gününe inanıp inanmadığı hakkında ciddi gözlem yapmayanların, sağlam delillere
dayanarak konuşmayanların, onu şirke götüren etkenlere olan katkısını, şeyhinin
eteğine yapışarak cennete girme kolaycılığını ve Kur’ân’ın ilkelerinden uzak
yaşayışını bilmeyenlerin böyle konuşmaları ve o müşriki mazur göstermeye
çalışmaları son derece yanlıştır.
Özetle “Benim tanıdığım adam onu
yapmaz!” demeden önce çok iyi bir gözlem ve analiz şarttır. Akıllı bir
kimse herkese değil sadece çok iyi tanıdığı kimselere sahip çıkar ve onlara
destek olur.
Örneğin hayatının her anında gerçekleri
açık açık söyleyip yazan, her yerde doğruları cesurca savunan, haksızlıklar
karşısında susmayan, her zaman ilkeli ve tutarlı olan, kınayanın kınamasına
aldırmadan hakkı tutup kaldıran, gücün değil ilkenin yanında yer alan, canı
pahasına adaleti savunan, zor zamanlarda tarafını belli etmekten çekinmeyen bir
adama sahip çıkar ve “O asla böyle şeyler söylemez ve yapmaz” der ve tüm
delillerini de ortaya koyar.
Sonuç olarak, bir insanın “Benim
tanıdığım adam onu yapmaz!” demeden önce çok iyi düşünmesi, elinde sağlam
gerekçeler bulunması, delile dayanarak konuşması ve insanları yanıltmaması
gerekir. Aksi halde boş konuşmuş, yalan yere şahitlik etmiş, hakkında bilgi
sahibi olmadığı şeyin ardına düşerek hem kendine hem de topluma yazık etmiş
olur. Dolayısıyla meseleleri derinlemesine ve çok yönlü analiz etmeyenlerin,
bilgi, belge ve delil olmadan görüş öne sürenlerin, yakınlarını kurtarmak
maksadıyla gerçekleri çarpıtanların ahlaklı, erdemli ve onurlu insanlar
olduklarını söylemek çok zordur. Böyle insanlara karşı dikkatli ve uyanık
olmayanların, hâlâ aynı delikten ısırılanların, her duydukları palavralara
hemen inananların, zalimlere, katillere, canilere, hainlere, müşriklere,
müfterilere, dolandırıcılara ve yalancılara acıyanların, sonra da adalete değil
de bu zalimlere arka çıkanların şeref yoksunu, namus fukarası ve alçak insanlar
olduklarını söylememiz yanlış olmasa gerektir. (21.12.2016)
Yrd. Doç. Dr. Ahmet
Emin SEYHAN
Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Öğretim Üyesi
Yorumlar
Yorum Gönder