Algı Operasyonlarına İnanıyorsan Bil ki Suçlu Sensin!
Medya okuryazarı olamamış bazı kimseler,
beyinlerini yalan haberlerle doldurmuş, zihinlerini çöplüğe dönüştürmüş ve bir
algı operasyonuna kurban gittiklerini dahi anlayamamışlardır. Nitekim bu adamlar,
binlerce kez tekrarlanan yalan haberlere inanarak yanlış kararlar vermiş,
gerçeği araştırmamış sonra da kendilerini akıllı zannetmişlerdir. Oysa bunlar,
aptalların ta kendileridir.
Meseleyi birkaç örnekle açıklamaya çalışalım.
Örneğin yaklaşık bir asır kadar evvel Batılı
değerlerin hayranı olan “kâfir, münafık ve müşriklerin” ısrarla dile
getirdikleri ve içimizdeki bazı beyinsizleri de kandırmayı başardıkları,
böylece Osmanlı Devleti’nin parçalanmasına yol açtıkları “Zalim diktatör
Abdülhamid” söylemi resmen bir algı operasyonudur.
Maalesef bu söylem, o dönemde işe yaramış ama
neticede kaybeden millet olmuştur. “Kızıl Sultan” diyerek itibarsızlaştırdıkları Abdülhamid Han’ı devirenler
bu algı operasyonu sayesinde başarılı olmuşlardır.
Bugün de yine aynı şer odakları işbaşındadırlar.
Belli bazı medya organları tarafından 14 yıldır sürekli olarak dillendirilen
“diktatör/ tek adam/ zalim” söylemlerinin arkasında Türkiye Cumhuriyeti’ni
parçalamak isteyen aynı hain çevreler vardır. Amaçları o başarılı lideri
milletin gözünden düşürmek ve itibarsızlaştırmaktır. Onların asıl hedefi bu
lider değil, Anadolu’dan müslümanları söküp atmaktır. Şu an bunun önünde en
büyük engel olarak gördükleri o şahsı bertaraf etmektir. Bunlar, modern haçlı
seferlerinin psikolojik harp taktiklerinden başkası değildir.
Dolayısıyla bu algı operasyonlarına inanarak yanlış
kararlar verenler ve aynı delikten iki defa ısırılanlar aptallık etmekte
olduklarını artık fark etmek zorundadırlar. Birilerinin onlara; “Bu
yaptığınız beyinsizliktir. Mümin aynı delikten iki defa ısırılmaz. Siz de eğer
aynı hataları tekrarlarsanız tarih tekerrür eder. Bu yanlıştan vazgeçin!” demesi
gerekmektedir.
Bu Batı hayranları ve dışarıdaki efendileri, “Türkiye
cehenneme döndü”, “Türkiye yarı açık cezaevine döndü”, “Ortadoğu bataklığı”,
“Suriye bataklığı”, “Yaşam tarzımıza müdahale ediyorlar!”, “Kadınlar eziliyor”,
“Kadın cinayetleri arttı”, “Kadına yönelik şiddet”, “İç savaş çıkacak”, “Rejim
değişiyor”, “Laiklik elden gidiyor”, “İrtica hortladı” ve benzeri
yaygaraları kopartarak iktidarın elini zayıflatmaya ve ülkenin güçlenmesini
engellemeye çalışmaktadırlar. Ve yapılan onca güzel hizmeti görmek
istememektedirler.
Oysa muhalefette olanlar bu tür “ayak
oyunlarıyla” uğraşacaklarına daha güzel projeler üretmeli ve bu basit
söylemlerden uzak durmalıdırlar. Kaldı ki seçimlerin ve referandumların
sürekli ve düzenli olarak yapıldığı, eski cumhurbaşkanlarının hâlen hayatta
olduğu bir ülkede “diktatörün olduğunu söylemek” milleti aptal yerine
koymaktır. Her gün gazete, radyo ve televizyonlardan, internet sitelerinden
ağız dolusu küfürler yağdırdıkları o şahsın diktatör olduğunu söylemek ise yaman
bir çelişki ve tutarsızlıktır.
Gidip milleti ikna edemeyen kifayetsiz
muhterislerin, kendilerini dev aynasında gören kibir abidelerinin bu yaptıkları,
zavallılıktan başka bir şey değildir. Bu söylemlerle bir iş yaptıklarını
zannedenler bu ülkeye büyük zarar verdiklerini artık fark etmek zorundadırlar.
Onların bu yaptıkları muhalefet değil, şer
odaklarının değirmenine su taşımaktır, İslâm düşmanlarının sözcülüğünü yapmaktır,
bindikleri dalı kesmektir. Aynı yanlışı yapıp farklı sonuçlar beklemektir.
Ucuz ve popülist politikalardır. Proje üretemeyenlerin demagoji yaparak
iktidarı ele geçirme teşebbüsleridir.
Ama bunlar beyhude çırpınışlardır, boş
gayretlerdir. Zira artık millet uyanmıştır, milletin karnı bu tür palavralara artık
toktur. Millet kendine hizmet edenlerle efendilik edenleri fark etmiştir.
Kendine efendilik etmeye kalkanlara ya sandıkta ya da tankların önünde haddini bildirmektedir.
Özetle, yukarıdakine benzer yalan sözleri sürekli
tekrarlayanlar iyi niyetli değil art niyetli kimselerdir. Bu, artık ayan beyan
ortaya çıkmıştır. Bunların oyunlarına kananlar ve yanlış kararlar verenler büyük
bir hata içindedir. Zira bu hainler, akılsızları kolay kandırmayı
başaracaklarını çok iyi bildikleri için bu yalan sözleri sürekli
tekrarlamaktadırlar. Dolayısıyla bir mümin akıllı olmak ve aynı hataları iki
kez tekrarlamamak zorundadır. Aksi halde bu dünyada kaybeden kendisi, çocukları
ve torunları olacak, ahirette ise bu yaptığının hesabını vermesi imkânsız hâle
gelecektir. (24.02.2017)
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN
Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi
Yorumlar
Yorum Gönder